Türkiye’de Fenerbahçeli Emre Belözoğlu olmak!


Fenerbahçe-Başakşehir karşılaşmasının öncesinde ve sonrasındaki en önemli polemik konularından biri Emre Belözoğlu’ydu.300. maçına çıkan futbolcunun Fenerbahçeli kimliği nedeniyle mücadelesini sahaya nasıl yansıtacağı belki de karşılaşmanın sonucundan çok konuşuldu. Maç sonunda istatistikleri yayınlandı. Benzer bir istatistik başka oyuncu, teknik adam, takım için sorgulanmış mıdır emin olamıyorum. Bir takım karanlık zihniyetli kafalar Emre Belözoğlu’nu Fenerbahçe’ye karşı iyi …

3 Temmuz’la hesaplaşmak toplumsal bir meseledir!


Ülkemizin garipliklerinden bir diğeri geçen hafta tamamlanarak mahkemeye sunulan “Şike Kumpası İddianamesi” oldu. İddianameye göre 3 Temmuz Fenerbahçe’yi ele geçirmek ve Aziz Yıldırım’ı Başkanlıktan uzaklaştırmak üzere gerçekleştirilmiş organize büyük bir kumpastır. Bunu biliyoruz da tuhaflık nerede? Tuhaf olan Aziz Yıldırım’ı suçlu gösteren 3 Temmuz dosyasının bozulmasına dair yargı kararının hala Yargıtay’da bekletilmesidir. Türkiye’de bir kumpas …

Fenerbahçe-Galatasaray rekabetinin zedelenen ruhu


Bu ülkenin en heyecan verici futbol gündemi Fenerbahçe-Galatasaray derbisidir. Eskiden çok daha yoğun merak ve tutku içinde beklendiğini biliriz ancak milenyum ile birlikte futbolun da takımlar arasındaki rekabetin de farklı boyutlara gelmesi nedeniyle derbiler  nitelik değiştirdi. Fenerbahçe’nin 1999’dan bu yana 17 yıldır rakibine sahasında yenilmiyor olması son dönemde karşılaşma öncesindeki tartışmaları hep “Galatasaray neden kazanamıyor?” …

“Fenerbahçe, hile ile, fesat ile batamaz!”


Yunanistan’ın 3 Temmuz’u olarak kabul edilebilecek Olympiakos Başkanı Marinakis’in şike yaptığı gerekçesiyle yargılanmasından hareketle Panathinaikos’un Şampiyonlar Ligi’ne direkt katılma talebinin UEFA ve CAS tarafından reddedilme gerekçeleri bize aynı kurumların Fenerbahçe’ye karşı gösterdikleri sıfır tolerans vurgusunu hatırlattı. Mahkemenin sonuçlanmamasından dolayı kararın bu yönde çıkarıldığı bildirildi. ‘Yeterli inandırıcılık’ olana kadar kesin delillerin beklendiği dile getirildi. Ayrıca Yunanistan …

Cumartesi günü Türkiye’de gerçekte neler oldu, ne yaşandı?


3 Temmuz Davası’na dair “itiraf” niteliği taşıyan tek ifadeyi Ümit Karan yapmıştı. Hatırlayalım mı? Ümit Karan'ın avukatı Ayhan Sağaroğlu, "Trabzonspor maçında niye önündeki Sezer Öztürk'e pas vermedin?" diye sordu. Bu soruya Ümit Karan, "Orada bireysel olarak, kendim ilerlemek istedim. Belki de Fenerbahçe'nin şampiyon olmasını istemedim" yanıtını verdi. Bu sözler üzerine şaşıran mahkeme başkanı, "Böyle şeyler …

Bir pozisyonda 3 Temmuz’u gördük!


Toplumsal olaylarda kişilerin tepkilerinin şiddeti beklentileriyle karşılaştıkları sonuç arasındaki farkın açılmasıyla güçlenir. Hayal kırıklığına bağlı duygusal tepkilerde de benzer davranışlar sergiler kişiler. Beklenti ve arzu insanın en zayıf tarafıdır. Pazartesi gecesi saat 21.55 civarında Fenerbahçe-Bursaspor karşılaşması sonuçlandığında bir tarafta büyük bir sevinç varken diğer yanda beklenmedik bir tepkisellik yükseliyordu. İlk hareketin Bursaspor teknik direktörü Şenol …

“Vurun şikecilere!”


Türkiye’ye dışarıdan gelmiş ve son beş yılda yaşananları öğrenmek isteyen biri “3 Temmuz’da ne oldu?” diye sorsa bugün futbol kamuoyunu meşgul eden bu ortamı göstererek “işte tam da böyle bir şey oldu!” diyebileceğimiz bir ortam var. Dün Beşiktaş Spor Kulübü’nün Televizyonu maçın devre arasında koridorlarda yaşanan gerilimi gösteren küçük bir video yayınladı. Görüntülerde bağıran biri …

Gerçeği, sadece gerçeği arıyoruz!


Temmuz 2011 günü başlayan Operasyon, 14 Şubat 2012 günü 93 sanığın katılımlarıyla 16. ACM isimli Özel Yetkilendirilmiş Mahkeme’de görülmeye başlamış. 4,5 ay ve 23 duruşmada sonuca bağlanarak 48 kişinin çeşitli cezalar almasıyla tamamlanmıştır. 3 Temmuz Özel Yetkilendirilmiş Mahkemelerin son davasıdır. Ergenekon, Balyoz, KCK, Odatv, Devrimci Karargâh, Askeri Casusluk gibi 2007’den sonra Türkiye’nin gündemine giren bütün …

Fenerbahçe kalabalıkları, kalabalıklar da adalet isteğini büyütüyor!


3 Temmuz Operasyonunun planlayıcılarının kafasında şöylesi bir senaryo olmalıydı. Aziz Yıldırım’ı içeri aldıklarında sansasyonel bir ortam oluşacaktır, bir süre gazeteler bundan söz edecek, medyanın bütün organlarına servis edilmiş olan delillerle zaten yıllardır çok kötü bir profilini çizdikleri adam suçlu ilan edilecek, başkana bağlı geçinen ve onun beslediği bir grup taraftarın tepkileri olacak ama iki üç …