AKP nasıl bu kadar çok oy alabiliyor?


Seçim yaklaşıyor. Bugüne kadar bu sayfalarda seçim konuşmadım, yorumlamadım. Ancak gündem ısınıyor.

2007 yılı seçim sonuçlarını değerlendirdiğim bir yazıda % 47’lik oy oranının “mutlak iktidar” olduğunu ifade etmiştim. Ancak bu nispi bir mutlaklık tespitiydi. İktidar partisi oy oranını % 35- 36’lardan 50’lere doğru yükseltmişti. Yine o gün bu başarının arkasında yatan şeyin toplumun ileri gelen aydınlarının iktidar partisinin yanında saf tutmalarının büyük etkisi olduğunu vurgulamıştım. Ancak bu iktisadi yönden zayıf bir tespit olmuştu. Çünkü demokrasilerde iktidar sadece üstyapı kurumlarının desteği ile kurulamazdı. İktidarın üzerinde oturduğu ekonomik ilişkilerin de değerlendirilmesi gerekiyordu.

Kamuoyunda “iktidara alternatif politikalar üretecek bir siyasi partinin olmaması nedeniyle AKP’nin güçlendiği ve seçeneksizlik yüzünden zorunlu olarak ona oy verildiği” şekilde bir düşünce kristalleşiyor. Şu bir gerçek ki, AKP politikalarına veya uygulamalarına direnç ve alternatif gösterecek bir parti yok.

AKP’nin 2002 seçimlerinden bir yıl önce kurulup bu kadar donanımlı politikaları olan bir örgüt haline gelmesi de ayrı bir fenomendir.

2002 seçimlerinden zafer ile çıkmasının arkasında yatan gerçeklik kuşkusuz 2001 ekonomik kriziydi. Üstelik iktidar üç parti tarafından paylaşılıyordu. Yani o seçimlerde AKP üç partiyi birden meclis dışında bırakmıştı, liderlerinin siyasetten çekilmelerine neden olmuştu. AKP’den sonra ikinci parti olan CHP ise bir önceki seçimle karşılaştırıldığında büyük bir zafer kazanmış gibiydi. CHP, henüz çok tecrübesiz gördüğü AKP’yi iktidarda zayıflatacağını ve bir sonraki seçimlerde de alaşağı edebileceğini sandı.

Öyle olmadığını AKP’nin son seçimlerde iktidarını çok güçlendirdiğini gördük. Üstelik bu süreç içinde CHP’nin politikaları, söylemi belirsizleşti, ne yaptığı anlaşılmaz bir hal de aldı. Hatta CHP’nin MHP’leştiğine, MHP’nin de CHP’leştiğine şahit olduk, şaşırdık.

Geleneksel siyaset yapma stratejisi de çöktü. Halk bir otuz yıl dinlediği ve bıktığı için darbeleri sessizce kabullenmişti; sonraki yirmi yılda yapılanların kendisi için hiçbir şey ifade etmediğini gördü.

AKP iktidarının daha öncekilerden farklı bir örgütlenmesi olduğunu düşünüyorum ya da görüyorum diyeyim. Söyleyeceğim fazlasıyla radikal ya da aykırı gelebilir ancak AKP’nin çok farklı bir iktisadi örgütlenmeye gittiğini, sermaye birikiminin oluşturulma sürecini tabana yaydığını, yepyeni sermaye grupları oluşturup, bunlara iş imkânları yaratıp, onların da çevresinde daha küçük sermaye grupları kurdurarak birbirine bağlı bir ekonomi yarattığının altını çizmek istiyorum.

“E, bu daha önceleri de böyleydi, bunun bir farkı yok!”

Şeklinde bir eleştiri gelebilir; kuşkusuz iktidar olmak demek sadece halka hizmet anlamına gelmediğini; aslında o iktidar sahiplerinin ve yandaşlarının ülkedeki ekonomik ilişkilerden nemalandığını siyaset bilimi bize çok net bir şekilde anlatıyor.

Doğrudur.

Ancak, AKP diğerlerinden farklı bir şeyi de yapmaya başladı. Burada kuşkusuz bir takım feodal ilişkileri de kullanmış olabilir, çünkü Türkiye hem böylesi bir yöne doğru bir dönüşüm de geçiriyor hem de buna çok uygun bir yapıyı içinde barındırıyor, insanlar bu ekonomik ilişkilerin içine direkt olarak bağladı.

Peki, burada uygunsuz bir durum var mı? Yolsuzluk var mı?

Sistemin kendisi, Türkiye için söylemiyorum, genel çerçevede ifade ediyorum, zaten uygunsuzluklara da, yolsuzluklara da, adam kayırmacılıklara da çok açık. Bu tek başına Türkiye’nin sorunu değildir. AKP bunun bir parçası olabilir ancak nedeni değildir; akıntıya uyumlu kürek çekiyor diye onu suçlamak, siyaseten doğru olabilir, ancak bilimsel bir yaklaşımı içermez. Bunu söylediğinizde de iktidar alternatifi olmazsınız; çünkü insanlar bu iktidarın yarattığı iktisadi ilişkilerin (yepyeni üretim ilişkilerinden söz etmiyorum) gücüyle geçimlerini sürdürüyorlardır.

“Bu, bir yıl içinde planlandı ve beş yılda uygulamaya mı koyuldu?”

Elbette hayır! Böyle bir şey akla uygun olmaz. İktisadi ilişkilerin zaman içinde kurulduğunu, güçlendiğini ve AKP ismi altında da siyaseten örgütlenip, iktidarı devraldığını söylemek istiyorum.

Kuşkusuz burada belediyeler çok önemli ve kilit rol üstleniyor. Çünkü bu ilişkiler sadece üç beş sanayi şehrinde sürdürülmüyor, aksine bütün Anadolu’da bunun işaretlerini görüyoruz. Bu nedenle başbakan enerjisini seçimlere kullanıyor. Gittiği bütün şehirlerde belediye başkanlarının önüne geçerek halktan oy istiyor.

Basit bir seçim haberinden alıntı yapacağım, ne demek istediğim daha yakından anlaşılacaktır.

Başbakan Erdoğan, CHP’nin yönettiği Çanakkale’de “Eğer ideolojiye prim vermeye devam ederse bu Çanakkale daha çok çekecek. Bütün yokluklar burada aynen devam edecek” dedi. (Milliyet)

Başbakan bu ilişkileri, klasik tutumla kıyaslayarak halka imada bulunuyor.

Ayrıca yukarıda özetlediğimiz gerçeklik Türkiye’nin geldiği durumu gösteren kendi nesnel tablosudur da. Ne demek istiyoruz? Türkiye’nin G20 ülkelerinin içinde bulunmasının bir karşılığıdır. Türkiye’de belli bir sermaye birikimi oluşmuş, bu yine kendi işleyiş mekanizmaları doğrultusunda yayılmış, şimdi o birikimin yarattığı güç kendisine bir motor yapmış, o motor da yepyeni bir sistemi çalıştırmaktadır.

Amacım, “bakın AKP ne güzel şeyler yapmış, iyi de yapmış” demek değil.

Özellikle iktidara kafa tutmaya çalışıp, bir de 2011’de hükümet olacağı hayalini kuranlara, eski siyasetin artık bittiğini, Türkiye’de başka şeylerin olduğunu, yukarıda yazdığım gibi üstyapı ilişkilerini artık altyapıdan gelen maddi gücün belirlediğini, yani Kılıçdaroğlu tarzı elinde dosyalarla yolsuzluk peşinde koşanların halka sempatik gelebileceğini ancak oy almak için yeterli olmayacağını söylemek istiyorum.

AKP’nin mutlak iktidarının nereye gidiyor olduğunu ise bir başka yazıda tartışalım.

Uzay Gökerman

Güncelliğini koruyan bu yazı 19.03.2009 tarihinde yazılmış ve Milliyet Blog’ta yayınlanmıştır.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: