HDP, bu seçimlerde gerçekten Meclise girmek istiyor mu?


Önce HDP’nin %10’luk barajı geçme hedefinin ne kadar gerçekçi olduğunu sorguladık, peşinden bu oyun nerede gizli olduğunu.

Şimdi sıra geldi bir diğer kritik soruya;

“HDP gerçekten Meclis’e girmek istiyor mu; Meclis’e girmemeyi sorun ediyor mu, B Planı var mı?”

Açıkçası bu sorunun başka bir şeklini ilk defa geçen sene BDP’nin Diyarbakır, Mardin ve Ağrı Belediyeleri için gösterdiği adayları gördükten sonra sormuştum.

Gülten Kışanak, Ahmet Türk (bağımsız aday olmuştur) ve Sırrı Sakık gibi Kürt siyasetinin önemli aktörlerinin Meclis’te olmak yerine Belediye Başkanlığı’nı tercih etmeleri bana ilginç gelmişti.

“BDP, Meclis’ten çekilmeyi mi düşünüyor?”

İşte geçen senenin önemli sorularından biri buydu.

Peki neden bir parti veya milletvekili Meclis’i bırakıp, arazide çalışmayı tercih eder? Çünkü genellikle Türkiye’deki eğilim Meclis’ten yana olmuştur.

Evet, İstanbul, Ankara gibi önemli merkezleri kazanmak için Partiler süreç içinde güçlü adaylarını milletvekili olsalar da bu illere kaydırarak seçim kazanmayı denemişlerdir ancak buradaki hedef isim yapmış aday ile seçim kazanma amacıdır.

Oysa özellikle Diyarbakır ve Mardin’de BDP’nin seçimi kazanma gibi bir derdi olduğunu sanmıyorum.

Kuşkusuz BDP-HDP’nin (ve hatta PKK’nın) özellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı ve Kuzey Kürdistan olarak isimlendirmeyi tercih ettikleri bu bölgenin özerk bir yapıya dönüşmesini istedikleri bir gerçekliktir.

Bir bakıma Kuzey Irak’taki Kürt Yönetimi’nin bir benzerinin burada kurulması da diyebiliriz buna.

Bugünkü Arınç-Gökçek ve haliyle de Cumhurbaşkanı-Hükümet polemiğinin geri planında yatan tartışmada da bu yok mu?

Cumhurbaşkanı haklı olarak şu soruyu soruyor; Kürt Sorunu diye bir şey mi var, biz bunu her çözdük, sorun PKK’nın silahlı mücadeleyi bırakmamasıdır?

Hükümet sözcüsü de yine bir başka haklılıktan hareketle duruma müdahalede bulunup süreci Hükümet’in yönettiği ve sorumluluğun da onun üzerinde olduğunu belirtiyor.

AKP politikalarının son 4-5 sene içinde gösterdiği açılımlarla Kürt Sorunu’nun 1984’deki seviyelerinde olmadığı da bir gerçektir.

1991’de Demirel’in seçim zaferinden sonra “Kürt realitesini tanıyoruz” açıklamasıyla başlayan bu süreç bugün neredeyse özerklik ilanına kadar dayanmıştır.

Özerlik için merkezi anlamda bölgede güçlü bir yönetimin yerleşmesi de kaçınılmazdır. Bu nedenle Sırrı Sakık, Ahmet Türk, Gülten Kışanak gibi hareketin lider kadrolarının şehirlerde yönetimi devralması normal sonuç olarak görülmelidir.

Özerklik Kürtler için bir ulusal sorun olarak görüldüğü gibi aynı zamanda ekonomik anlamlar ifade etmektedir. İleride bu konuları çok daha detaylı konuşacağız ancak yeri gelmişken söylemek gerekiyor, bölgede çok önemli bir sermaye birikimi oluştuğu ve bunun artık global ekonomi ile entegre hale gelmesi sadece bölge için değil, Türkiye ve diğer ülkeler için de önemlidir. Zaten AKP’nin ana hedeflerinden ve belki de en başarılı olduğu konulardan bir tanesi de budur.

İşte bu nedenle BDP-HDP çizgisinin ne kadar solu, sosyalizmi temsil ettiğini soruyoruz her zaman.

Ulusal kurtuluş mücadelesi veren her örgüt kurulu düzene karşı solu temsil eder ancak sol her zaman sosyalist bir parti demek değildir.

Birinci Meclis de Kurtuluş Savaşı sırasında emperyalizme karşı dünyada sol gibi göründü ancak kurulan Cumhuriyet kapitalist özellikler taşıyordu.

Şundan kimsenin şüphesi olmasın ne Kuzey Irak’taki yönetim ne de Türkiye’deki hedeflenen özerk Kürt Bölgesi’nde sosyalizm amacı yoktur. Süreç tamamen global ekonominin kuraları çerçevesinde izlenmektedir. Başka türlü olsa Ab ve ABD’nin buraya bakışı da desteği de farklı olurdu.

Şimdi başta sorduğumuz soruya dönebilirsek, HDP bu seçimlerden %10 barajını geçemediği durumda kuşkusuz deniz bitmiş olmuyor, hatta başka bir mücadele şekli devreye girmiş oluyor.

Hatta bu içinde haklı bir meşruiyeti de taşıyor olabilir.

Ülke, HDP ve onun temsil ettiği yapıyı Meclis dışına atmıştır ve onlar için artık özerklik dışında bir alternatif bırakmamıştır.

Türkiye’nin en büyük siyaset arenası olan Meclis’ten dışlanmış veya oraya dahil edilmemiş bir hareketin yapacağı başka bir şey var mıdır?

HDP, 7 Haziran 2015 seçimlerinde Meclis dışında kaldığında siyasi faaliyetlerini her halde 2019 yılındaki seçimlere kadar durdurmayacaktır?

Ya da hep konuşulan diğer alternatif olan Haziran seçimlerinde HDP’nin Meclis dışında kalmasıyla oluşan milletvekili dağılımında AKP’ye Başkanlık sistemini getirecek bir sayının düşmesiyle yepyeni bir Türkiye düzeninin kurulması sırasında çok daha kısa sürede gerçekleşecek seçimlere çok daha güçlü girmek hedeflenmektedir.

Kürt siyasi hareketi BDP-HDP dönüşümüyle ve Cumhurbaşkanlığı seçimiyle Türkiye’de gündemi belirleyen bir güç haline gelmiştir.

Bugün onu konuşuyor olmamız bile başlı başına önemlidir.

Bu hareketin adımlarını düşünerek ve bilinçli bir şekilde attığına hiç kuşku duymamak gerekiyor.

Gündem belirlemek, irade gücünü de eline almak demektir.

HDP’nin %10 gibi bir baraj sorunu olduğunu sanmıyorum. Açıkçası Meclis’e girip girmemeyi de kendilerine çok fazla dert edinmediklerini de… Çünkü kısa vadede Meclis bugün çok büyük önem ve değer taşımamaktadır. Çünkü AKP’nin kendisi bunu Başkanlık sistemiyle güçsüz hale getirmektedir.

Bugün siyaseti AKP ve HDP’nin politikaları belirlemektedir. Bu biçimsel değil, içerik, öze dair bir inisiyatiftir. Bu nedenle de ileride de onların atacağı adımlar belirleyici olacaktır.

Bu özgüven duygusuyla HDP’nin %10’luk bir baraj derdi olamaz, geçici bir engel olmanın ötesinde bir hükmü yoktur.

Bu bakış açısından hareketle çeşitli siyasi yapıların ve örgütlenmelerin HDP’ye karşı mesafeli durmalarını, eleştirmelerini anlamak gerekiyor.

Süreç üzerine fikir yürütüyor, anlamaya çalışıyoruz. Devam edeceğiz.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: