Maça çok hızlı ve golle başlayan ikinciyi de bulunca farkın artacağı, sezona rahat bir galibiyetle gireceği yönünde bir izlenim veren Fenerbahçe’nin özellikle Maxim’in anlaşılması zor kırmızı kartından sonra 10 kişi kalan rakibi önünde her geçen dakika akışkanlığı azalan bir oyunla karşılaşmayı 2-1 tamamlanması hem kendisi hem de taraftarı için sıkıntı yarattı.
Bu maçın kırılım anları vardı; bunları mutlaka not etmek gerekiyor.
Öncelikle Osayi’nin sakatlanması ile gelişen yeni dizilişin Fenerbahçe’yi bozduğunu konuşabiliriz.
Ferdi Kadıoğlu’nun yerini sürekli değiştirmek veya kulübede alternatif varken sağ ve sol bek sorununa öncelikle Milli oyuncu ile çözüm üretmeye çalışmak bir teknik direktörlük tembelliğidir.
Jesus bu şekilde koca bir yılı heba etti. İsmail Hoca’nın geçen sezondan alınan dersleri hiç yaşanmamış gibi tekrarlaması olsa olsa Fenerbahçe’ye zaman ve puanlar kaybettirecektir.
İsmail Kartal, Ferdi’yi nerede değerlendireceğine karar vermeli ve oyuncunun yerini değiştirmemelidir.
Neden?
Türkiye’de maalesef teknik adamların takımın futboluna katkısı “oyun planı” şeklinde olmuyor. Gönül çok istiyor; bir teknik direktörün taktiksel planı ile maçlar oynansın, kazanılsın. Öyle olunca da futbolcuya dayalı bir sistemle sonuçlar alınıyor.
İşte teknik direktörün en önemli katkılarından biri de bu doğru ekibi bir araya getirerek onların bir arada oynama alışkanlığından fayda sağlamak oluyor.
Bir süre sonra işler yolunda gitmeye başlayınca takım kendiliğinden bir veya birden fazla oyun planı ile oynamaya başlıyor. Bu şekilde hem teknik ekip hem de oynayan veya kenarda bekleyen oyuncu grubu için ilham kaynağı haline geliyor ve üzerine çeşitlemeler yapılıyor.
Devre biterken yenilen golün Fenerbahçe’nin oyunu üzerinde olumsuz bir etkisi oldu. Kamuoyunun genel kanaatı bu golde faturayı kaleci Altay’a çıkarmış olsa da yerleşim hataları ve havuza düşen topa müdahale edememe sonucu iki Gaziantep FK’lı oyuncunun savunmasız bir halde boş kalması golün oluşumuna katkı sağladı.
İkinci yarı Tadic’in penaltıyı kaçırması kimsenin beklemediği bir durumdu. Avrupa maçında çok rahat ve güzel bir atış kullanan usta oyuncunun Süper Lige golle merhaba demeye bu kadar yaklaşmışken zayıf bir vuruş yapması Gaziantep FK kalecisi Batuhan’ın yıldızlaşmasına katkı verdi.
Sonrasında da direnci artan bir Gaziantep FK ile oyunu sürekli bozulan bir Fenerbahçe izlemeye başladık.
İsmail Kartal’ın oyuna başladığı 11 ile sonrasında hem mecburiyetten yaptığı değişiklikler hem de taktiksel tercihlerin Fenerbahçe’nin futboluna negatif etkileri olduğunu da not etmek gerekiyor.
Maribor karşılaşmasındaki oyuncu tercihlerini eleştirdiğim İsmail Hoca’nın bu maça çıkardığı 11’de de bazı ezberlere bağlı kaldığını gördük.
Girişte de konuştuğumuz konu ile bağlantılı bazı oyunculara sanki kontenjan senatörüymüş gibi forma dağıtmaya devam ederse Fenerbahçe’nin bu sezon gerçekten katkı sağlamaya aç olduğu her hallerinden anlaşılan yeni transferlerinin takım ile uyumu her geçen gün gecikecektir.
Bir diğer ezber de yine takımın oynamaya çalıştığı plana sadık kalmaya gayret etmek, sabırlı olmaktır.
İster istemez tekrar tekrar Jesus’tan örnek veriyorum çünkü oralarda çok tecrübe birikti hem oyun planı ile hem de oyuncu tercihleriyle sürekli oynayarak takımı neredeyse darmadağın bir hale sokan Portekizli Hoca’nın mirasından kalan derslerin çok değerli olduğuna inanıyorum.
Fenerbahçe eğer tek forvetle oynamaya çalışıyorsa bunu gol bulmak adına bozmamak gerekiyor.
Maçın 68. Dakikasında gerçekleşen Szymanski-Batshuayi değişikliği takımın orta sahasındaki düzenini bozmakla kalmadı Dzeko’nun yerini de etkiledi.
Fenerbahçe’nin maça başladığı oyun planı hatalı değildi; öyle olsaydı zaten kısa sürede skor 2-0’a gelmezdi.
Soru şu; Szymanski neden oyundan çıktı?
Yoruldu mu, küçük bir sakatlık mı yaşadı? Sorun neydi?
Maç öncesinde Batshuayi’nin oyuna girmesi ile ilgili bir senaryo yapılmış bu mu gerçekleştiriliyordu?
Hangisi?
Bu kadar ince ayrıntısına girmemin nedeni Mert Hakan-Zajc dışında maç içinde yapılan hiçbir değişikliğin oyuna katkı sağlamamasıdır.
Fenerbahçe’nin kadrosuna her geçen gün birbirinden kaliteli, kariyerli yeni ilaveler ve transferler geliyor. Bu oyuncu grubunun içinden doğru 11’leri sahaya çıkarma ve maç içinde en iyi değişikliklerle takımın akışkanlığını koruma sorumluluğu İsmail Hocanın üzerindedir.
Çok iyi ve rahat başlayan karşılaşma Fenerbahçe adına çok sıkıntılı sona erdi. Hatta neredeyse puan kaybedecek bir yere kadar bile geldi ki gerçekten travmatik bir sonuç olabilirdi.
Sezon başı olması dolayısıyla bazı ufak tefek sakatlıklar yaşanıyor. 3 futbolcu bu sorunlar nedeniyle çıkmak zorunda kaldı. Buradaki detayları ve sebepleriyle birlikte en iyi teknik ekip biliyor olmalıdır.
Fenerbahçe bu sezona çok iyi transferlerle giriyor ve saha içindeki her türlü sonuçtan bağımsız en tatsız ve istenmeyen şey “sakatlıklar” olur.


hep aynı klasik hatalı ikili… iyi bir oyuncu grubu yetersiz teknik direktör ya da iyi bir teknik direktör yetersiz oyuncu grubu… son on yılda hiç doğru ikiliyi tutturamadık