Fenerbahçe 12’den vurdu!


Maçın ilk yarısındaki Fenerbahçe sanki Perşembe günü bıraktığı yerden devam eden bir takım izlenimi veriyordu her iki karşılaşmayı da seyredenlere.

Bunun nedenlerine o maçla ilgili değerlendirme yazımda bahsetmiştim.

Türkiye’de oyunu belirleyen öncelikle futbolcuların sahada ortaya koydukları plan oluyor. Plan başarılı olursa içerideki veya kulübedeki oyuncu için ortak bir fikir oluşuyor zihinlerde ve takım kazanmaya devam ettikçe bir taraftan gelişiyor, diğer yandan da yerleşiyor.

Bir başka takım oyununda örnekle katkı sağlamaya çalışacağım; ister istemez bu yaz voleybol bize çok güzel ilhamlar verdi.

Yeri gelmişken Kadın Milli Takımımıza buradan yürekten tebriklerimizi de iletmiş olalım.

Geride bıraktığımız 5 ayda 31 maça çıkan, peş peşe 22’sinde hiç yenilmeyen ve sadece 3’ünü kaybederek 3 kupa kazanan bu takım her türlü övgüyü hak ediyor hiç kuşkusuz.

Cumhuriyetimizin 100. Yılında tüm dünyaya gövde gösterisinde bulunurken; bize de tarifi zor eşsiz bir mutluluk yaşattılar.

Voleybolcularımız 22 maçlık kazanma serisinde çok fazla fikir, ilham verdiler bize. Hele final niteliğindeki son Japonya karşılaşması. İlk iki setin genel hakimi evsahibi olmasına karşın ikinci sette durum 22-22 olduktan sonra Millilerimiz geriye bile bakmadan, Bold Pilot gibi bitiş çizgisini geçtiler.

Bir başka seriyi de Fenerbahçe devam ettiriyor ve işin ilginç tarafı son iki karşılaşmada üzerine koyarak veya en azından aynı ortalamada kalmayı başararak oynadığını da gösteriyor.

Bu takım adına pozitif bir taraf.

Alanyaspor, Süper Lige çıktığı sezondan bu zamana belli bir ortalamanın üzerinde kalmayı başarmış, şampiyonluk mücadelesi veren takımlara da zorluklar çıkarmış bir ekip olarak kişilik buluyor. İlk yenilgisini de dün aldığını unutmamak önemli bir detay olabilir.

Fenerbahçe’nin daha önce rakibi olmuş ve zorlamış takımlardan aşağı kalır bir kadrosu olmadığını da ayrıca eklemeliyiz.

Ancak bu takımın Antalyaspor’un son maçın ilk yarısında Fenerbahçe’ye yaptığı baskının yanından bile geçemediğini gördük.

Peki soruyu şöyle soralım; Alanyaspor ön alan baskısını kuramadı mı yoksa Fenerbahçe buna izin vermedi mi?

Takımın yaş ortalaması ve özellikle de bunun ileride oynayanlarla kurulan ilişkiyle bağlantılı ‘Fenerbahçe’nin ön alan baskısı yapamadığına’ dair iddia çerçevesinde dünkü karşılaşma neredeyse tüm yorumları boşa çıkardı diyebiliriz.

Maçın bu bölümlerinde Fenerbahçe takımının büyük bölümünün Alanyaspor alanında kaldıklarını ve rakibin ileri çıkmasına izin vermediğini gözlemledik.

Top sürekli Fenerbahçe’de kalmaya başlarken diğer taraftan da özellikle kanatlardan geliştirilen atak organizasyonlarıyla rakip kalede gol aradılar.

Bu baskının karşılığının Nordsjaelland karşısındaki gibi gollere dönüşmemesi kuşkusuz oyuncular üzerinde stresin yükselmesine de neden olmuştur.

Özellikle Dzeko ve Szymanski ile yakaladıkları pozisyonları gole çevirmiş olsaydı Fenerbahçeli oyuncuların ikinci yarı çok daha özgüvenli ve rahat bir oyun ortaya koyacaklarını iddia edebilirdik.

Bu bölümde İrfan Can takımın yardımına yetişti ve güzel bir atak organizasyonunun sonunda golü buldu.

İrfan Can bu sezonun gizli transferi oldu gerçekten ve her geçen gün sahada olmayı hak eden performansı ile öne çıkıyor.

8+3 formülündeki 3 bilinmeyen sayısını Ferdi ile birlikte 1’e düşürüyor; teknik direktörüne bir bakıma yardımcı oluyor. Çünkü ister istemez o 3 bilinmeyen sadece İsmail Kartal’ın inisiyatifine kalan bir tercih meselesi olmuyor; tüm futbol kamuoyunun birlikte düşündüğü bir denklem haline geliyor. Nasıl Ferdi ile birlikte tartışmanın bir tarafı ortadan kalkıyorsa buna artık İrfan Can’ın da eklendiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Yine Becao ve Djiku tandemini konuşmalıyız.  

Fenerbahçe yıllardan beri aradığı stoper ikilisini bulmuş görünüyor. Her iki oyuncunun da etkili savunma performansları kuşkusuz forma tartışmasını da bir kenara itiveriyor.  

Stoper tandemi bir takımın savunmasının omurgasıdır ve oraya sürekli müdahalelerde bulunmak diğer bölgelerdeki rotasyonlara benzemez.

Birlikte oynama alışkanlığı kazanan bir tandem kaleci performansıyla birlikte takım savunmasını gol yemeyen bir hale dönüştürebilir.

Dün Fenerbahçe’nin Alanyaspor karşısında pozisyon vermemesindeki en önemli nedenlerden biri ön alan baskısı olduğu gibi onu tamamlayan unsur Becao ve Djiku tandemiydi.

Bu bizi 8+3 denkleminde son bilinmeyenin kim olması gerektiği ile ilgili sonuca götürüyor.

İsmail Yüksek!

Aynı zamanda bir 6 numara polemiği de olduğu için birlikte değerlendirilmesi doğru oluyor; Fenerbahçe ne Nordsjaelland ne de Alanyaspor karşısında böyle bir sorun yaşadı.

Yarın ön alan baskısı daha etkisiz kaldığında, mesela Başakşehir maçı bir örnek olabilir o zaman bu mevki tekrar tartışma konusu haline gelebilir ancak dünkü karşılaşmayı İsmail’in çok iyi tamamladığını söyleyebiliriz.

Ayrıca İsmail Yüksek %14 ile ana pas merkezi olduğu bir maçı tamamladı.

İkinci yarı Fenerbahçe aynı oyun temposu ile mücadele edemedi. İster istemez düştü.

Oyuncu değişikliği için 78 dakika beklemesini bu karşılaşmada İsmail Kartal’ın müdahale eksiklerinden biri olarak not edebiliriz.

Ancak bir gerçek var ki Fenerbahçe kazanma serisini 7+5=12 maça çıkardı ve bunda teknik direktör etkisi asla gözardı edilemez boyutlardadır; böyle zamanlarda hep yaptığımız gibi şu cümle ile bağlamak gerekiyor.

“İsmail Hoca böyle yapmışsa bir bildiği vardır!”

Perşembe günü zor bir erteleme maçı oynayacak Fenerbahçe. Buradaki oyuncu tercihlerini merakla bekleyeceğiz; çünkü bu yazının içinde kurguladığımız denklemlerle mi yoksa başka düşüncelerle mi takım kuracak bize teknik direktörün kafasındakiler hakkında başka fikirler verecektir.

Yorum bırakın