Gerçeği aramanın karşılığı Oscar ödülü; Spotlight.


Oscar’da en iyi film ödülü Spotlight isimli gerçek bir hikâyeye dayanan yapıta gitmiş. Gitmiş diyorum, çünkü Amerika ile aramızda olan saat farkı, Pazar gecesi ve benim de ertesi gün yani bugün erkenden işe gidecek oluşum nedeniyle töreni izleyemedim; sabah uyandığımda öğrenebildim.

Fakat eşimin seçimi sayesinde gece bu filmi izledikten sonra uyuduk ve yatarken de “sabah kalktığımızda her şey belli olacak” diye aramızda sohbet ettik.

Eşimin düşüncesi konusu gereği bu filme ödül verilmeyeceği yönündeyken, benim sessiz fikrim başkaydı, belki de kafamdan bugünkü yazımı oluşturuyordum.

Keşke bu törenler bizim gibi fanileri de hesaba katarak Cumartesi geceleri düzenlense…

Ancak Amerika’nın hepimizin zamanla ve sıklıkla acımasızca eleştirdiği bir düzeni ve sistemi var, bunu dünya yıkılsa değiştirmiyor.

Aynen Spotlight filminde anlatıldığı gibi…

Derin gazetecilik araştırmasına dayalı izlediğimiz bu kaçıncı yapıt, hatırlamıyorum. Amerika tarihinde basın, habercilik, araştırmacılık o kadar önemli bir yer tutuyor ki Watergate skandalıyla bir Başkan bile yerinden olabiliyor.

Spotlight filminin de merkezinde gazetecilik, araştırmacılık, habercilik var…

Toplumsal bir olayı ortaya çıkarmak ve tek bir gazete sayısı için haftalarca muhabirler oradan oraya koşturuyorlar ve sonunda da verdiklerin emeğin karşılığını alıyorlar.

Araştırdıkları konu tarihi anlamda önemi olan kutsal kilise; rahiplerin yaptıkları çocuk istismarı ve bunun kilise tarafından ört bas edilmeye çalışılmasının ortaya çıkarılması…

Önce bir iki istisnaymış gibi başlayan, on üç sayısına ulaşan vukuat sayısının kısa sürede sadece Boston’da 90 olaya çıkmasıyla bunun kilise içinde nasıl sistematik bir şeye dönüşmüş olduğunu görüyorsunuz, hatta görüştükleri emekli bir rahibin “evet, bir iki küçük oynaşmam oldu, ama tecavüz asla” derken rahatlığından bunun normal bir ilişki biçimi haline geldiğini de anlıyorsunuz.

Filmin sonundaki listeden de takip edileceği gibi binlerle ifade edilecek olaya ulaşılıyor.

Son dönemde tüm dünyada Katolik Kilisesi/Vatikan’a yönelik eleştirel film ve dizi sayısındaki artışın da aslında normal sayılamayacağını söylemek gerekiyor.

Özellikle tarihi arka planı olan filmlerde Papalar dünyadaki genel Papa algısını ortadan kaldıracak şaşırtıcı derecede kötü gösteriliyor. Bunun sistematik bir şey mi yoksa sekülerizmden mi kaynaklandığını biraz daha incelemek gerekiyor; bir başka yazı konusu olabilir.

Filmin içeriğindeki araştırma konusu bir yana anlatılan gazetecilik anlayışına ne kadar özendiğimi, filme verilen Oscar’la birlikte bunun coşkuya dönüştüğünü belirtmek istiyorum.

“Ülkemizde eksik olan ne” sorusunun bütün cevabını film yüzümüze çarpıyor.

Bizde gazetecilik, habercilik algı pazarlamasının ötesine geçemiyor.

Artık medyada hangi haberin yazılacağı hatta nasıl sunulacağı bile iktidarın kontrolünde, haberci, muhabir diye anılan kişilerin birer operasyon memuru olduğu, iki şeyi bir araya getirip, araştırmaktan ve birleştirmekten uzak, bol bol “kullanılmış aptal” (*) üreten bir meslektir gazetecilik.

Bugün medyamız Oscar’da en iyi film ödülünü alan Spotlight filmini hangi yüzle okuyucu, izleyici, takipçisine sunacak, filmde anlatılan gazetecilik anlayışını izlerken hiç utanmayacak mı gerçekten merak ediyorum.

İzleyicinin de bu filmde anlatılan mesleğe dair ülkemizde bir eksiklik duyup rahatsız olup olmayacağı da bir başka cevabı aranması gereken bir sorudur.

Aday olan filmlerden sadece üçünü, Spotlight, Diriliş ve Marslı’yı izledim; bunların arasında açık ara Spotlight ön plana çıkmıştı. Diriliş ve Marslı’daki aşırı zorlama öykü beni rahatsız etmişti.

Diriliş’teki zorlama rolüyle Leonardo Dicaprio da ödüle uzanmış; hiç şaşırmadım ancak yakıştıramadım. Mesele Dicaprio’nun oyunculuğu değil, girdiği kılıktan kılığa roller bence oyunculuğun hakkını tam anlamıyla veren güçlü bir karakter ancak bu rolle alması benim için her zaman zorlamanın bir ifadesi olacaktır.

(*) http://blog.radikal.com.tr/turkiye-gundemi/turkiyenin-kullanisli-aptallari-ve-alcaklari-kimlerdir-91834

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: