Satrançta dünya şampiyonu oldum!


İnternet üzerindeki önemli satranç platformlarından biri olan chess.com’da düzenlenen, çeşitli ülkelerden 40 kişinin katıldığı, dört buçuk ay süren ve 28 maç yapıp toplamda 25 puan aldığım uluslararası bir turnuvada birinci olarak “kendi kategorimde” dünya şampiyonluğunu kazandım.

S02

Yıllardır çeşitli spor dallarındaki karşılaşmaları izliyor, takip ediyor ve bunlar hakkında yorum yapıp, yazılar yazıyorum.

Bir anlamda o sporu yapanların işleri hakkında “şöyle pas ver, bunu şu şekilde oynat” diyerek ahkam kesiyor, ukalalık yapıyorum.

Uzun yıllardır ilk defa bir spor dalında sporcu olarak hem mücadele ettim hem de o mücadeleyi yapan kişi üzerinde ne türden etkiler yaptığını direkt olarak yaşayarak, hissettim.

Satranç bireysel spor dallarının belki bedenen değil ancak zihinsel anlamda en yoğun meşgul eden ve yoranı olmalıdır. Kelimenin tam anlamıyla rakibinizle stres dozu üst seviyelerde stratejik bir savaş veriyorsunuz. Her hamle bir sonrakini etkilediğinden çeşitli varyasyonlar üzerinde sekiz on hamle sonrasına kadar gidecek analizler yapıyorsunuz.

Satrançla olan ilişkim 10-12 yaşlarına kadar gidiyor. Sonra üniversite yıllarında yoğun bir mesai yaptıktan sonra “bu sporun stresini ve psikolojik mücadele şeklini kaldıramayacağımı” görerek orada bırakarak kardeşime devretmiştim.

Kardeşim Türkiye’nin önde gelen satranç oyuncularından, hocalarından Erşan Gökerman’dır. Bu turnuvada koçluk anlamında desteğini gördüm.

Satranca 30 sene sonra yeniden geri dönmemi sağlayan da birlikte çalıştığım şantiyedeki teknik ofis şefi mesai arkadaşım Tansu Mutluç oldu. Akıllı telefonlardaki uygulama üzerinden karşılıklı oynamaya başlayıp, zaman geçirirken, onun “neden bir turnuvaya katılmıyorsun?” sorusuyla harekete geçtim ve kendime uygun olan bu turnuvaya başvuruda bulundum.

Turnuva 31 Ekim 2015 saat 07.00’de ilk grupların belirlenmesiyle başladı; her günü dolu ve hamle peşinde zorlu mücadelelerle 18 Mart 2016 günü saat 13.30 gibi de bitti.

S01

İlk turdaki rakiplerim iki Amerikalı, bir Danimarkalı ve bir de Hong Kongluydu ve yaptığım sekiz maçta bir yenilgi bir de beraberlikle toplam 6,5 puanla gruptan birinci olarak bir üst tura çıktım. Bu turda 160 oyun oynandı ve 23 kişi oyun dışı kaldı.

İkinci turdaki rakiplerim iki Amerikalı, bir İngiliz bir de Pakistanlıdan oluşuyordu ve bu turda hiç maç kaybetmeden sekiz puanla üçüncü tura yükseldim. Bu turda da 56 maç yapıldı ve 9 kişi oyun dışı kaldı.

Üçüncü turdaki rakipler üç Amerikalıydı ve hiç yenilgi almadan altı puanla dörtlü final grubuna genel sıralamada da birinci olarak yükseldim. Çeyrek final niteliğindeki bu turda 24 oyun oynandı ve dört kişi turnuva dışında kaldı.

Final grubu gerçekten çok zordu. Rakipler iki Amerikalı ve bir de Azeri sporculardan oluşuyordu ve altı maç üzerinden bir yenilgi bir de beraberlik alarak 4,5 puan, toplamda da 25 puanla turnuvayı birinci kazanıp, simgesel olarak altın madalyaya uzanmış oldum.

Dört buçuk ay süren bu zorlu süreçte 28 maç yaptım.

S03

Gruplarda tüm rakiplerle aynı anda karşılaşıyorsunuz; yaptığınız her hamle için bir gün – 24 saat düşünme süreniz var. Bu süre boyunca, yolda, otobüs, metro, evde, işte, belki tuvalette, yatakta, aklınıza neresi gelirse her bulduğunuz boşlukta istediğiniz kadar analiz yapabiliyorsunuz ve size maçı kazandıracak o hamleyi arıyorsunuz.

Kuşkusuz her gün bir diğeriyle aynı olmuyor. Fiziksel olarak hasta olduğunuz, zihinsel düşüşler ya da yükselişlerin olduğu günler yaşanıyor. Kaybettiğiniz maç mental olarak sizi düşürüyor, kazandığınız her maçla motivasyonunuz, kendinize olan güven duygunuz artıyor.

Beyazlarla mücadele ederken ayrı, siyahlarla oynarken başka strateji ve açılışlar deniyorsunuz.

Bilmeyenler için not yazayım; beyaz size ilk hamle üstünlüğünü verdiği için atak, siyah da savunmada olduğunuz başlangıçlar yaparsınız.

Her oyun kendi içinde bambaşka varyasyonlara götürüyor sizi; kaybettiğinizi düşündüğünüz anlarda rakibinizden gelen yeni bir hamle ile umudunuz yenileniyor ve maçı kazanıyor, mutlu oluyorsunuz.

Turnuvaya 1360 puanla başlarken ilk sıralamada neredeyse sonlardayken, toplamda 206 puan alıp genel sıralamanın en tepesine tırmanma başarısı göstermiş olmam kendi adıma önemli bir eşik oldu.

Her şey bir yana bire bir sportif mücadele etme deneyimini yaşamak, bir sporcunun o sırada neler hissettiği hangi zorlu süreçlerden geçtiğinin pratiğini bilmek, empati anlamında da bundan sonra izleyeceğim ya da takip edeceğim spor aktivitelerin değerlendirmelerde bir ölçü olacaktır.

Zihinsel anlamda bu süreçte oldukça yoruldum. Her an bir hamle peşinde olduğum için sürekli bir gerilim, gerginlik içindeydim.

Bir başka turnuvaya girer miyim yoksa bu işi 47 yaşında zirvede mi bırakırım bilmiyorum. 🙂

Evet, internet üzerinde sıradan bir turnuvada birinci oldum ve bunu biraz da abartıyorum. Böyle düşünen okuyucularım olacaktır.

Onlara her şeyden önce yapacağım öneri şu olacak; ne olduğu çok önemli değil, herhangi bir spor dalında böyle bir turnuvaya katılıp, benzer deneyimi yaşayıp, bunun ne kadar zor ya da kolay olduğunun bir kere olsun pratiğini yapmalarını tavsiye ediyorum.

İşte o deneyimden sonra bir sporcunun işinin ne kadar zor olduğunu hissedecek, bir futbolcunun, basketbolcunun, tenisçinin neler yaşadığını anlayacaksınız.

Başardığım bu turnuvayı dört buçuk ay çok önemsedim, değer, zaman ve emek verdim.

Öyle olduğu için de kendi kategorimde, Amerikalı, İngiliz, İsveçli, Fransız, Danimarkalı, İspanyol, Norveçli, Avusturyalı, Belçikalı, Koreli, İsrailli, İskoç, Kanadalı, Türk, Pakistanlı, Bangladeşli ve Azeri rakiplerimi geride bırakarak dünya şampiyonluğuna ulaştım.

Deneyimimi, heyecanımı ve duygularımı da sizlerle paylaşıyorum.

uzaygokerman@gmail.com

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: