Derbinin ilk yarısında Beşiktaş 9, Fenerbahçe 7 faul yapmış; sarı kartlarda da evsahibi takımın 4-2 üstünlüğü vardı. Maç 22’ye 13 faul, 6-3 de sarı kartla tamamlandı.
İki takımın da Süper Lig’deki pozisyonu düşünüldüğünde bu gerilimin nedeni anlaşılamadı.
Verilere baktığımızda Beşiktaş’ın sert bir oyun ve mücadele ortaya koyduğunu söyleyebiliyoruz.
Zaten başarılı pas sayısında da 176’ya 302’lik deplasman takımının üstünlüğü bize bir yorum hakkı veriyor.
Yine Beşiktaş üzerinden maçı okumaya devam edelim;
62. Dakikada Batshuayi, 75. Dakikada da Larin, Umut Meraş ve Ghezzal oyundan çıkan futbolcular oldu.
Bunlar Valerien Ismael’in sahaya sürdüğü ilk 11’in skora etki etmeye en yakın oyuncularıydı ve o dakikaların öncesinde sahada tükenmiş görünüyorlardı.
Evet, Beşiktaş her topa iki oyuncu ile ön alanda baskı kurarak, sert ve mücadele dozu yüksek bir oyun tercih etmişti ancak bir şeyi unutmuştu; topu aldığında nasıl kullanacağına dair oyun planı!
Avrupa’nın birçok ülkesinde temaslı oyuna dair örnekler izliyoruz; ama bu bir temaslı oyun şekli değil.
Karşılaşmanın ilk yarısında Beşiktaş aleyhine kırmızı kart çıkmaması fazlasıyla Arda Kardeşlerin inisiyatifine kaldı.
Derbiyi oynayan diğer taraf, Fenerbahçe’nin kendine göre mazeretleri olduğunu söylemeliyiz.
Kim, Serdar Aziz ve Attila’nın üçünün birden oynayamayacak olması savunmanın omurgasını yok etti.
Novak’ın ilk yarı 2 penaltı yaptırması kuşkusuz futbolcu adına talihsizlikti ancak buradaki temel etki hiç de alışık olmadığı pozisyonda görev yapmasıydı.
Tisserand ve Novak tandeminin özellikle ilk yarıda çok hata yaptığını söylemeliyiz.
Ferdi Kadıoğlu sol tarafta bol miktarda ters kademeye girerken takımın en çok ikili mücadele kazanan oyuncu olması dikkat çekti.
Fenerbahçe’nin galibiyet serisinde Ferdi ile birlikte her maç Osayi’nin de önplana çıktığını görüyorduk. Nazım ile aynı oyunu oynanamadı.
Gustavo belki orta alanda iyi niyetle mücadele etmeye çalıştı ancak oyunun ofansif tarafında oldukça etkisiz, tutuk ve yavaş kaldı.
Maçın genel istatistiğinde Fenerbahçe’nin 6/19 isabetli orta ile oynadığını ve bu 19 ortanın 13’ünü Mert Hakan yaptığını gördük. Özellikle kullandığı 8 kornerin hiçbirinde doğru adamı bulamaması hücum ve pozisyon etkisini ortadan kaldırdı.
İrfan Can tüm duran topları çok kötü kullandı.
Serdar Dursun sert Beşiktaş savunmasının arasında direnç gösteremedi.
Rossi maçı tamamladı ancak sahada kaç olumlu atak organizasyonun içinde göründü, tespit etmek mümkün olamadı.
Yani?
İsmail Kartal kendine göre ritim bularak işleyen bir takım kurmuştu ancak sakatlıklarla birlikte o takım bozulduğunda Fenerbahçe’nin oyun düzeninde de aksamalar yaşandı.
Oyunun liderliğine Mert Hakan ve İrfan Can soyunmuş görünüyordu; her topun başına ikisi geçti. Ancak tek bir olumlu sonuç çıkamadı.
İkisi de fizik olarak Beşiktaş’ın sertliğine karşılık veremeyecek durumdaydı.
Sezonun sonu gelmiş, şampiyon belli olmuş, geriye genel sıralama durumu kalmış bu şartlarda oyuncuları böylesi maçlara motive etmek hiç kolay değildir ama diğer taraftan hep söylüyoruz bu maçlar yeni sezona hangi oyuncu grubunun dahil edileceğini görmek adına da bir sınav veya ölçü de oluyor.
Fenerbahçe bu karşılaşmaya tam kadro ile çıksa kesinlikle daha başka ve iyi futbol oynardı; zaten İsmail Kartal bize bunu önceki maçlarda gösterdi. Sorun kulübedeki oyuncu grubunun ne yapacağını görmekti ve ortaya böyle bir sonuç çıktı.
Başından itibaren kurguladığımız düşünme ve değerlendirme zinciri içinde derbinin berabere bitmesini normal karşılamak gerekiyor.
Buradan yeni sezon için çıkarılacak ders ise maalesef bu oyuncu grubunun önemli bir kısmının üzerine yeni sezon planlamasının yapılamayacağıdır.
Dünkü kadrodan Altay, Ferdi, Zajc dışında önümüzdeki sezon direkt 11’de oynar diyebileceğimiz başka oyuncu göremedim.
Diğer taraftan bu sezonun TFF ve MHK adına skandallarla geçtiği ortada; Süper Ligin kaderini belirleyen net hatalar oldu ki bu skandalların arasında çok beklendik bir sonuç olmalıdır.
Oyun sık sık Arda Kardeşler’in kontrolünden çıktı. Gösterdiği kartlar için yaptığı yorumları gösteremedikleri ile kıyasladığımızda bu maç için bile sonucu hakem belirledi diyebileceğimiz yerlere ulaşabiliyoruz.
Beşiktaş’ın kazandığı 2. Penaltının benzerlerine sezon boyunca ceza sahası içinde ve dışında farklı kararlar verildiğini çok gördük.
Welinton’un 36. Dakikada gördüğü sarı kart pozisyonuna bu ve geçtiğimiz sezonlarda VAR’dan müdahaleler geldiğini de…
22’ye 13 faul sayısında da bir dengesizlik var ki ikinci yarı bu 13’e 6 oldu ve hepsi sert faullerdi. Kartların sarıda kalması bir takdir hakkıydı.
Sezon boyunca hiç bu kadar hakem yorumu yapmamıştım; burada mesele bu maçı bir tarafın kazanması veya kaybetmesi değil; genel durumun takımları sezon içinde kırılgan hale getirmesidir. Önümüzdeki sene bu hatalar çok daha büyük sorunlar çıkaracaktır.
Beşiktaş’ın taktiği Fenerbahçeli futbolcuları öfkelendirmek, hata yapmalarını sağlamak ve kırmızı kart görmeleri üzere kurulmuştu. Temasın nedeni budur. De Souza kadar eski takımına içerlemiş, öfkeli az futbolcu bulunur. Eski takımına gol atıp sevinmeyen çok oyuncu gördük.