Sakın yer ayırmayın yalnızlara ve yalnız kalacaklara


Bir balık belki onu böyle dolaştıran
Ve sonsuza bakıp giden adamın
Gözlerindeki duygu da benzer bir şey
Sevgi sözcüklerini fısıldıyordu engine… 

Suskunluk ve o anın muhteşemliği
Bir müziğe dönüşüyor; ıslıktan lirik bir gülümseyiş oluyordu… 

Martılar yukarılardan genç insanı izliyordu… 

Açan bir çiçektir saçında güneş
Kaç duygu geçti sevginden
Hani köprüde uzaklaştığın aşklarını soruyorum
Uzaklaşıp sigaranı çektiğin günleri
Sisli ve puslu havadaki ıslığın… 

Ve terk edip giderken gözümü kamaştıran
Alayınla yürüyüşün
Sisli ve puslu havadaki gülüşün… 

Bekleyiş bir emekle yaşatılır
Nice gösteridir trajedi
Ozan yoğunluğunu emeklerken
Kağıt kalem koşar emeği… 

Bir yıldırım düşer karanlığa
Parazit olur radyo dalgaları yükselir sonsuza
Kökü sallanır gövdenin toprakla titrer
Hayat gülücüğü öpücükleri kondurur dudakları
Yüzyılla yeniden yaşlanan çınar…

Yaprakların arasında karmaşık bir görüntü
Bir tane daha düştü yüksekten
Bir boşluğu doldurdu dibinde
Artık terk eden değil midir
Yok oluş, yeni bir cana dönüştüren
Kendisini yaşatıp, kazımak toprağa
Görünen ya da görünmeyen bir hesaplaşma da olamaz
Yaşamak kolay değil yalnız tekliği
Bir dalda yalnız olmak sanılabilir
Teklik de gecelerde yatağı ısıtmak düşlerde
Yüreği kuşatan
Yalnız tekliğim benim; terk olunamayan… 

O koca karanlıkta tesadüfler bile yaşayamamak
Kapanıyor gören gözler, 

Uzaklaşan geminin bıraktığı izlere
Sonra bir el sallaması alaycı türkü eşliğinde Elif
Bir imge; yüklen bakalım kışı ve yazı bahara
Yaşamak zor sonbaharları, güzle 

Anlatılıp geçiyor işte öylece
Kolayı yazmak zordur işte… 

Son umursamazlıklar da biter
Pazarın ertesinde yaşamak başlar
Kendini yaratmaya hazırlamak
Sessizliği dinliyorsun işte!
Kolay mı aynı sıcaklığı vermek güneşe?
Nereye gitti o koca ısı
Senin yeniliğini terk ediyorum kadın!
Sorular sorma kulağıma, sağırmışım
Yeni şeyler söyleme duymayacakmışım
Neden ondan çok uzakta yaşanıyor; yakınlığının kokusunu duyuyorum… 

Ve dünyalar geceyken
Samanyolunda yıldızı göremem
Işığın sönüşü ürkütür
Sallanır dostluğun bağı pamuk ipliğinde
Dünyalar yine de kızıldı gece
Bitmek bilmez mücadeleydi gece
Unutulmaz olandı; sabaha, güneşe duyulan güvendi gece
Ve ben o şafakta
Seyretmek istiyorum seni
Sıyrılmak istiyorum
Ve senin farkına vardığın gerçeğinle
Tohum düşerken toprağa… 

Uzay Gökerman

One Reply to “Sakın yer ayırmayın yalnızlara ve yalnız kalacaklara”

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: