Galatasaray’da Cemal Nalga Skandalı!


Bu yazı 18 Kasım 2009 tarihinde yazılmıştı, talep üzerine yeniden paylaşıyorum .

Haberi akşam saatlerinde Milliyet Gazetesi’nde gördüm. Açıkçası bir süre bekledim. Çünkü iddianın şekli değişmişti.

Fenerbahçe Şube direktörü Nedim Karakaş’ın hafta sonu oynanan basketbol karşılaşması sonrasında federasyona yaptığı Cemal Nalga’nın cezasını doldurmadan oynatıldığı gerekçesiyle yaptığı itiraz, Cemal Nalga’nın beş maçlık cezası sırasında sahaya başka forma altında çıktığının tespitiyle bir sahtekârlığa dönüştü.

Galatasaray Spor Kulübü’nün 18 Kasım 2009 gecesi saat 22:06’da resmi internet sitesinden yaptığı açıklama bu konu üzerinde derinlemesine düşünmemiz gerektiğine neden oluşturdu.

Süreç aslında 17 Ekim 2009 tarihinde başlıyor. Yani tam bir ay önce Oyak Renault takımı federasyona resmi yazı ile Cemal Nalga’nın daha önce aldığı beş maçlık oynamama cezasını hazırlık karşılaşmalarında oynamadığı gerekçesiyle resmi karşılaşmalara etki edip etmeyeceği yönünde soruyor ve hatta itiraz ediyor. Federasyon da kendilerine anladığımız kadarıyla aldığı ceza hazırlık turnuvası maçında olduğu için yine hazırlık maçlarında çekebileceği yönünde yorumlanarak;

TBF Disiplin Kurulu Kararı 24 Eylül 2009 tarihinde 5(beş) maç müsabakalardan men olarak tebliğ edilmiş ve (oynamadığı 17 Eylül 2009 Erdemir – Galatasaray Cafe Crown Müsabakasına ilave olarak) sırasıyla;

24 Eylül 2009 tarihinde Deutsche Bank Skyliner – Galatasaray Cafe Crown,

26 Eylül 2009 tarihinde EnBW Ludwigsburg – Galatasaray Cafe Crown,

28 Eylül 2009 tarihinde Galatasaray Cafe Crown – Bağlantı Bş.Bld.,

29 Eylül 2009 tarihinde Galatasaray Cafe Crown – Yeşilyurt,

müsabakalarında adı gecen sporcu oynamamış, böylece (5) maçlık cezasını tamamlamıştır.

http://fanatik.ekolay.net/Potada-Nalga-Skandali_3_Detail_28_153435.htm

Şeklinde cevaplanıyor.

Ancak bir ay sonra ortaya bir başka fotoğraf çıkıyor.

Fenerbahçe maçında 15 numara ile izlediğimiz Cemal Nalga 7 numaralı Tufan Ersöz’ün forması ve dahası lisansı ile 26 Eylül 2009 tarihinde EnBW Ludwigsburg maçında sahaya çıkmıştır. 

Yani cezasını tamamlaması için kendisi için çok iyi bir fırsat olan bu turnuva maçında, başkasının lisansı ve forması ile sahaya çıkarak spor etiğine uymayan bir davranış sergilemiştir.

Peki, o bunları yaparken teknik heyet olup bitenin farkında değil midir?

Mümkün mü?

Galatasaray yönetiminin yaptığı açıklamada isim belirtilmeden olayla ilgili yapılan yorum çok açık.

Galatasaray Spor Kulübü Erkek basketbol şubesinde yurtdışındaki hazırlık maçlarında maalesef spor ahlakı ve Galatasaraylılık Ruhu’yla taban tabana zıt bir olay meydana gelmiş, bir Galatasaray basketbolcusu başka bir kimlikle sahaya sürülmüş ve oynatılmıştır. Kulüpte çalışan bazı profesyonellerin isteği ve izniyle gerçekleştiğini yeni öğrendiğimiz bu olay Galatasaray Spor Kulübü, Galatasaray Camiası ve bütün Galatasaraylılar adına büyük bir utançtır. Bizlere bu utancı yaşatanlar adına Galatasaray Spor Kulübü olarak tüm spor kamuoyundan ve Türkiye’den özür diliyoruz. 

Tüm camiamızı büyük bir üzüntüye boğan bu olaya neden olan ve Galatasaraylılık’tan nasibini alamamış sorumlu tüm idari ve teknik kadronun kulübümüzle ilişkisi hemen kesilmiştir. http://www.galatasaray.org/kulup/haber/5367.php

Galatasaray yönetimi teknik heyetin görevine son verdiğine göre burada bütün sorumluluğu bu kişilere vermiş oluyor ve özür diliyor.

Bu bir kulübün başına gelebilecek en talihsiz olaylardan bir tanesidir ve özünde Galatasaray yönetimi suçsuz olsa bile hatasız olduğunu söylemek mümkün değildir. 

Konu bir ay önce gündeme gelmişken yeteri kadar üzerinde durmamış, kendi içinde sorunun üzerinde detaylı bir araştırma yapmamıştır.

Bir kulübün takip etmesi gereken en birincil konusu cezalı oyuncuların sıkı takibi olmalıdır. Bunun takibi de takımın kenar yönetimine bırakılmamalıdır.

Örneğin o turnuvada Galatasaray takımından sorumlu yönetici kimdir? Böylesi uluslar arası turnuvaya takımın başında sorumlu yönetici olmadan gitmemiş olduğunu tahmin ediyorum. O yöneticinin de bu olup bitenlerden haberinin olmamış olması çok daha büyük bir zafiyettir.

En başta Galatasaray’ın içinde birileri yalan söylemiştir.

Cezalı olduğu bilinen bir oyuncunun takımla yurtdışına çıkarılması belki takım ruhu bakımından doğrudur ancak iyi takip edilmesi gerekmez midir?

Her şey oldubitti diyelim… Ama ortada yazılı bir başvuru var. Bu uyarıya rağmen birilerinin hatalarında ısrar etmeleri çok büyük bir tedbirsizliktir.

Pazartesi günü Fenerbahçe’nin itirazını öğrendiğimde ilk aklıma gelen şey; Galatasaray yönetiminin buna “sahada kazanamadılar, masa başında kazanmaya çalışıyorlar” şeklinde vereceği tepki vereceği olmuştu.

Kuralına göre oynamazsan gerekirse masa başında da kaybedersin; ancak Galatasaray basketbol takımı sahada kazanmanın da üzerine büyük bir gölge düşürmüştür.

Galatasaray basketbol takımında teknik yönetim bir oyun oynadı, Cemal olayın farkındaydı; formasını giydiği arkadaşı Tufan Ersöz biliyordu; peki takımın diğer oyuncularının hiç mi haberi olmamıştı?

Neresinden bakarsanız bakın talihsiz bir olaydır. İnsanın eline geçen şansı tepmesinin çok güzel örneklerinden bir tanesidir.

Basketbolun altyapısıyla bir süredir yakından ilgileniyorum; çok küçük yaştaki basketbolcuların dahi lisansının sahada kontrol edildiğini görüyorum, turnuvada maç öncesinde bu işi nasıl yapmış olduklarını hala çözemiyorum.

Kuşkusuz konunun burada kapanması da mümkün gözükmüyor. Sorun bir iki teknik ve idari kadro ile bir iki sporcudan ibaret olamaz. Yani ucu eninde sonunda basketbol takımına ve haliyle de Galatasaray’a dokunacaktır.

Kafamızdaki sorulardan bir tanesi de federasyon disiplin komitesine…

Bir oyuncuya verilen cezanın özel maçlarda doldurulabileceğine ilişkin yorum ya da kararın arkasında yatan düşünceyi çok merak ediyorum.

Yani o zaman Fenerbahçe basketbol takımı aldığı seyircisiz oynamama cezasını kendi düzenleyeceği bir turnuva ile doldurabilir miydi?

“Buradaki ölçü özel maçta alınan ceza özel maçla telafi edilir” mi?

Sn. Karakaş’ın açıklamalarından anladığımız kadarıyla Fenerbahçe yönetimi konuyu maçın oynanmasından çok önce gündeme getirmiş ve uyarısını yapmış. Bu durumda federasyonun da çok ciddi bir denetimsizlik içinde çalıştığını görüyoruz.

Daha geçtiğimiz günlerde Beyaz Gölge’nin hikayesinin arkasında yatan felsefeden söz etmiştim. Henüz derbi maçı oynanmamıştı. Maç olayları ile benim yazıma derbinin renklerinden oluşan bir gölge örtmüştü.

“Çocuklarımıza göstereceğimiz spor bu mu?” diye sorulmaya başlanmıştı.

Şimdi bir başka soru eklenecek.

“Çocuklarımıza örnek olarak gösterilecek sporcular bunlar mı?” diye.

Biraz daha düşünmeye ihtiyacımız var.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: