‘Ekonomik yarar’ AKP iktidarında karşılığını buldu


Bundan 15-20 sene önce ANAP ile DYP arasında ne fark var diye sorar ve cevabını şöyle açıklamaya çalışırdık.

ANAP, 12 Eylül sonrasında darbenin de etkisiyle büyüyen, özellikle de ülkenin omurgasındaki büyük sermaye sahiplerinin desteklediği politikaları uygulayan bir partiydi.

DYP, aynı yapıdan destek alıyorsa da geleneksel olarak kırsal ve esnaf bir tabana dayanıyordu.

Her iki parti de Türkiye’nin muhafazakar insanlarından oy alıyordu.

Kırsaldaki ekonomi olsun esnafın yarattığı artı değer olsun bunlar kapitalizmin hedeflediği veya yetineceği maddi beklentileri karşılamıyordu. Bu daha çok feodal yapının parçaları olarak görülüyor, bu haliyle de zaten üretim ilişkilerinde belirleyici konuma gelinemiyordu.

Liberal politikalar kırsalın ve esnafın gücünü sınırlandırmak hatta ortadan kaldırmak üzerine kurulmuştur.

2001 Krizi’nin hedefindeki kitle de bunlardı. Zaten krizin ilk günlerinde sokağa çıkanlar da esnaftı. Tehdit öylesine güçlüydü ki iş hayatta kalma sorununa kadar gelmişti.

Krizin yarattığı ortam AKP’yi çıkardı. DYP ve ANAP bir anlamda bu partinin içinde yeniden örgütlendi. Ancak önemli bir farkla liberal politikaların hayata geçirileceği bir anlayış egemen hale gelmişti.

AKP’nin bu kadar kristalize olarak ortaya çıkmasının Türkiye’nin analizinin daha kolay yapılmasını da sağlıyor.

AKP seçmeni daha önceki yıllarda gördüğümüz gibi oradan oraya savrulup, dağılmıyor. Hatta hiçbir rüzgardan etkilenmiyor.

28 Şubat’ın kaotik atmosferiyle 1998 sonunda Ecevit 55 milletvekili ile azınlık hükümeti kurup, Şubat 1999’da Öcalan’ın yakalanmasının yarattığı havayla erken seçimlerde birinci parti çıkmış üç yıl süreyle de başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Ancak öyle bir üç yıl yaşandı ve sonunda da bir kriz oldu ki partisi neredeyse yok oldu.

Oturmuş demokrasilerde böyle model yok.

Doğru model AKP’nin 12 yıllık iktidarının bize gösterdiğidir ve biz de şimdi bunu anlamaya, rasyonelize etmeye çalışıyoruz.

Ekonomik, politik, toplumsal anlamda AKP’nin ne olduğunu anladığımızda onun karşısına ne çıkması gerektiğinin cevabı daha kolay verilebilecektir.

AKP ve tabanı belli bir ekonomik yapı içinde ilişki içine girmişken ve bununla yaşamını memnuniyetle devam ettiriyorken CHP’nin yaptığı gibi yolsuzluk vurgusu yaparak oy alabilir mi? İktidar alternatifi yaratabilir mi?

AKP başarılı bir ekonomi sürdürdüğü ölçüde insanlar neden başka bir parti arayışına girsin ki?

Toplumun %50’sinden fazlası bu ekonomi ile yaşamını sürdürüyor. İş ediniyor, para kazanıyor, evini geçindiriyor, araba, ev satın alıyor. İnsan ekonomik bir varlıksa AKP onların istediğini sağladığı sürece iktidar sahiplerinin kendi şahsi çıkarları için ne yaptığının çok önemi olmayacaktır.

Pragmatist bir dürtüden söz ediyor olabiliriz ancak Türkiye’nin mevcut gelişmişlik düzeyinde realite budur.

Bu ilişki kendini yeniler, piramit örgütlenme paylaşmayı becerebilir, kazanç adil veya daha doğru ifadeyle memnuniyetsizlik yaratmayacak şekilde dağıtılırsa AKP iktidarda kalmayı sürdürecektir.

Zaten kapitalizmin başka şansı da görünmüyor.

Tarih de burada bitmiyor.

Tartışmaya devam edeceğiz.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: