Hamile misiniz, değil misiniz?


Çok manidardır yine bir “Fransız” gazetesinden yola çıkılarak yapılan habere göre TFF birimlerinin (sahi kimdi onlar) UEFA’ya yazı yazarak 3 Temmuz sürecinde Fenerbahçe’ye verilecek ceza konusunda görüş alış verişinde bulunduğu, UEFA’nın da biraz gevşek davrandığı bilgisi veriliyor. (*)

Bu ülkede hala 3 Temmuz’dan “şike” diye bahsedenler olması en büyük garabettir.

Bir kere “şike” konusunda diretenlerin net bir seçim yapmaları gerekiyor.

3 Temmuz operasyonu ve kumpasının içinde olanlar ortadadır. Bu kişilerin bir takım özel planlarla hareket ettiği de kendi itiraflarıyla neredeyse sabittir. Hatta 3 Temmuz kumpasının nerede nasıl ne şekilde ve neden kurgulandığı bile üç aşağı beş yukarı aslında bellidir.

Şimdi şu sorunun cevabını kamuoyuna verin; siz bu kişilerin ürettiği komplo senaryolarının takipçisi, savunucusu, paydaşı mısınız yoksa değil misiniz?

Az hamile çok hamile durumu yok; önce kararınızı verin hamile misiniz değil misiniz?

Peki, bu konuda samimi olmayacağınız o kadar ortada ki biz derdimizi sizin gibi kimlerle ne türden pazarlığa girenlerle değil de sağduyu sahibi olanlarla paylaşalım.

Hukuk dünyanın her yerinde uygulandığı şekliyle 3 Temmuz sürecinde de hayata geçmiş olsaydı;

  1. Fenerbahçe Şampiyonlar Liginden men edilmeyecek
  2. Dönemin kadrosu dağılmayacak
  3. Şampiyonlar Ligi gelirlerinden mahrum kalmayacak (Birinci 45-50 Milyon €)
  4. Kadrosu dağılmayan Fenerbahçe belki de bir sonraki ve diğer sezonlarda yine şampiyon olacak ve peş peşe Şampiyonlar Ligi’ne katılacaktı ve başarılı olacaktı (2013 yılında Avrupa Ligi’nde yarı final oynadı)
  5. Bugün Fenerbahçe’nin içine düştüğü FFP kriterlerinden belki de hiç etkilenmeyecek
  6. UEFA sonradan ortaya çıkan Olympiacos’un durumunda olduğu gibi ceza davasının sonucunu bekleme kararı almış olsaydı Fenerbahçe yine Avrupa’dan ceza almayacak, 2014 sezonu şampiyonu olarak Şampiyonlar Ligi’ne gitmiş, (İkinci) 45-50 milyon Euro mertebelerinde gelirlerle hem FFP kıskacına girmemiş hem de belki de bugünkü kadro yapısı bambaşka oyunculardan kurulu olacaktı.

Fenerbahçe’nin elinden alınan tüm bu hakları başka takımların kullandığı gerçeğini asla unutmamak gerekiyor.

Fenerbahçe’ye hem kumpas kurulmuş hem de tüm hakları elinden gasp edilmek üzere alınmıştır. Daha kim ne beklentisi içindedir, “Fransız kaynaklı” haberlerle nereye varılmak istenmektedir, dönemin genel havası göz önünde bulundurulduğunda bunun muhtemel bir başka kumpas olması da öğrenilmiş bir sonuçtur.

3 Temmuz sürecinde Infantino gevşek mi davranmıştır yoksa başta “Fransız” Platini, UEFA müfettişi, TFF’nin malum yöneticileri olmak üzere Fenerbahçe’ye ölümlerden ölüm beğeneceği cezalar vermek için çaba mı sarfetmiştir; o tarihleri çok iyi bildiğimiz yaşadığımız için o gevşek örgütün ne olduğunun çok iyi farkındayız.

UEFA, evrensel hukuk kuralları çerçevesinde gazete haberlerine itibar etmeyip, 3 Temmuz sürecinde ceza davasının sonucunu beklemeliydi.

29 Ağustos 2015 tarihli Milliyet.com.tr’deki yazımdan bir alıntı yaparak devam edelim. (*****)

“Yunanistan’ın 3 Temmuz’u olarak kabul edilebilecek Olympiakos Başkanı Marinakis’in şike yaptığı gerekçesiyle yargılanmasından hareketle Panathinaikos’un Şampiyonlar Ligi’ne direkt katılma talebinin UEFA ve CAS tarafından reddedilme gerekçeleri bize aynı kurumların Fenerbahçe’ye karşı gösterdikleri sıfır tolerans vurgusunu hatırlattı.

Mahkemenin sonuçlanmamasından dolayı kararın bu yönde çıkarıldığı bildirildi. ‘Yeterli inandırıcılık’ olana kadar kesin delillerin beklendiği dile getirildi. 

Ayrıca Yunanistan Futbol Federasyonu’ndan giden belgelerde polis tapelerinin 3. şahısların konuşmasından dolayı yeterli bulunmadığı, savcı iddianamesinin kesin sonuca varmadığı ve halen iddia boyutunda olduğu anımsatıldı. 

Gazete, internet ve televizyon kupürlerinin ise resmi bilgiler olarak görülmediği kaydedildi. (**)

UEFA 2015 yılında benzer bir durum karşısında savcı iddianamesinin kesin sonuca varmasını bekliyor.

Kuşkusuz şöyle yapılan bir yorumla ceza verilmesi de bir hukuk garabetidir.

Sonuç olarak Kurul, UEFA’nın, elde edilen bilgilerin düzeyinin henüz kişilerle ilgili bir ceza verecek kadar yeterli olmadığını düşünse bile Fenerbahçe’ye bir ceza verebileceği sonucuna varmıştır.(***)

Suçu kurumlar işlemez; fiil kişiler tarafından yapılmış eylemdir. Zaten UEFA’nın en büyük çelişkisi de budur.

UEFA kişilere ceza verememiştir.

Türkiye’de kişiler yargılanırken, UEFA bir kurumu yargılamış ve cezalandırmıştır. Oysa Yunanistan’da olduğu gibi ceza davasının sonucu beklenebilirdi.

Evrensel ceza davalarında kanaat yetmez, suçun işlendiği hakkında en ufak şüphe bırakmayacak şekilde ispatı gerekir.

Zaten kişilere ait suç Türkiye’de de kanıtlanmamış, yasanın ilgili maddesinin örtüsünün altına süprülmüştür.

6222 sayılı yasanın 11/1 maddesi evrensel hukukun suçun sabit olma hükmüyle çelişmekte, hakime kanaat belirtme şansı tanımaktadır. Zaten mahkemenin gerekçeli kararı bu yönde itiraf niteliğindedir.

 “6222 sayılı Yasanın 11/1-son maddesine göre, Kazanç veya sair menfaat temini hususunda anlaşmaya varılmış olması halinde dahi, suç tamamlanmış gibi cezaya hükmolunur. Buna göre; şike suçunun, şike anlaşmasının yapıldığı anda tamamlandığı, kazanç veya sair menfaatin temin edildiği anda ise suçun sona erdiği; teşvik primi verme suçunun da verildiği veya verileceği yönünde vaatte bulunulduğu anda sona erdiği, bu itibarla şike/teşvik primi suçunun tamamlanması için, ayrıca suça konu müsabakanın anlaşma doğrultusunda sonuçlanmış olmasının gerekmediği, bir başka anlatımla şike/teşvik primi anlaşmasının sahaya yansımış olup olmadığının bir öneminin bulunmadığı, dolayısıyla şike/teşvik primi anlaşmasının sahaya yansıyıp yansımadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması yönündeki taleplerin usul ve yasaya uygun olmadığı, yine dosya kapsamı itibariyle Fenerbahçe Spor Kulübünün mali durumu hususunda Vergi Müfettişi Nusret Bulut tarafından düzenlenen 26/03/2012 tarih ve 2012-B-528/1 sayılı ile İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçileri tarafından düzenlenen 23/09/2011 gün ve E.A 15/37, M.A 37/6 sayılı raporlar ve içeriği itibari ile kabul edilen iletişimin tespiti tutanakları karşısında ayrıca söz konusu kulübün para hareketleri yönünden bir bilirkişi raporu alınmasına gerek bulunmadığı,”(***)

Ne güzel İstanbul değil mi?

Türkiye’de bir çok dava bilirkişi raporlarının çarpışmasına dönüşmüşken Türkiye’nin en önemli davasında hiçbir bilirkişi görüşü, raporu, hesap incelemesi alınmamıştır.

“Fenerbahçe şike yaptı!”

“Kiminle yaptı?”

“İlgilenmiyorum.”

“Kaç para verdi?”

“Hiç ilgilenmiyorum.”

“Nasıl yaptı?”

“…”

“Peki nasıl böyle bir karar verebiliyorsun?”

“…”

Tüm bunların devamında Türkiye’de 14 Şubat 2017 tarihinden bu yana adı Şike Kumpası diye anılan bir dava başlamıştır. Savcı iddianamesini 3 Temmuz sürecinin bir kumpas olduğu üzerinden yazmıştır. Sanıkların büyük bölümü başka davalardaki yine kumpas eylemlerinden ötürü tutuklu durumdadır.

3 Temmuz’u organize eden, operasyonlara katılan, yargılamaya yapan tüm kişiler bugün ya firari ya da cezaevindedir.

Fenerbahçe suçlu bulunursa elbette küme düşürülebilirdi. Ancak suçunun kanıtlanması şartıyla. Dava bile henüz başlamışken bugün servis edilen haberdeki yazışma tarihlerine göre zaten bir pazarlık içine girmek bile hukuksuzluktur, gevşeklik değil.

Tüm bu davalar devam ederken kimin suçlu kimin mağdur olduğu bugün bu kadar birbirinin içine girmişken hala ve utanmadan 3 Temmuz sürecinde UEFA’nın Fenerbahçe’nin bir alt lige düşürülmesinde gevşek davrandığı yönünde haberi ve bunun servis edilmesi büyük arsızlıktır.

Utanma duygusunun kaybedilmesi de bu nedenledir.

Madem ki Fenerbahçe’nin şike yaptığına bu kadar emindiniz neden bir tane bile araştırma yazısı, makale, kitap yazamadınız, malum kişiler tarafından yapılmış ve gelişi güzel birbirine eklenerek oluşturulmuş dinleme kayıtlarından başka ortaya tek bir delil, ifade, itiraf koyamadınız?

Hala Fransız kaynaklarıyla hareket etmekten başka elinizden hiçbir şey gelmiyor olması çaresizliğiniz midir yoksa başka bir durum, hesap mıdır?

Gerçeklerin elbette bir gün ortaya çıkmak gibi bir huyu vardır.

(*) http://www.hurriyet.com.tr/sporarena/tffden-infantinoya-bomba-talep-fenerbahce-40679130

(**)http://www.fanatik.com.tr/2015/08/26/cas-ve-uefadan-cifte-standart-618007

(***) CAS Fenerbahçe kararı

(****) Gerekçeli Karar

(*****) http://www.milliyet.com.tr/uzay-gokerman-fenerbahce–hile-ile–fesat-ile-batamaz—2109483-skorer-yazar-yazisi/

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: