Uzun süredir boş duran Fenerbahçe futbol takımının forma reklam sponsoru olarak Acıbadem ile anlaşma yapılmasından sonra Fenerbahçe camiasında çok önemli bir tartışma başladı.
Tartışmanın ana merkezi elbette sosyal paylaşım platformaları; twitter, facebook, Instagram, whatsapp…
Dün bununla ilgili sayısız mesaj aldım. Bunların bir kısmı tahrik edici, sosyal medyada beni hedef yerine koymayı amaçlamaktaydı.
Elbette Fenerbahçe ile ilgili olan her konuda olduğu gibi bununla ilgili de bir düşüncemiz, fikrimiz ötesinde “duygularımız” var.
Hemen duygulardan söz edelim.
3 Temmuz’dan bu yana merkezinde 3 Temmuz olan 158 adet yazı yazdım ve bunları geçenlerde bir araya getirdim. (https://uzaygokerman.org/2017/12/16/3-temmuz-yazilari/)
Bu sürece neredeyse tüm bedenimizle, düşüncelerimizle, fikrimiz ve duygularımızla dahil olduk.
Hiç geri adım atmadım!
Hiçbir yerinde de “artık 3 Temmuz bitti, önümüze bakalım” demedim. Diyenler olduğu için yazıyorum bunu.
3 Temmuz’u tek başına Fenerbahçe başkanına yapılmış bir hareket olarak görmüş olsaydım bu kadar yazı ve kitap yazmazdım.
Okuyanlar bilir; 3 Temmuz ve Fenerbahçe İdeolojisi kitabı 3 Temmuz’u hazırlayan öncesindeki 25 yılı inceleyerek başlar ve devam eder. Düşüncelerimi ve duygularımı günün koşullarına göre değiştiren ya da zamana göre tavır değiştiren biri olmadığım için yazılarımda ve yorumlarımda süreci hâlâ tartışıyorum.
Kitabın 217. sayfasında “Fenerbahçe’nin ruhu sizi çağırabilir Sn. Mehmet Ali Aydınlar” başlıklı bir bölüm vardır ve bu 25 Temmuz 2011 tarihinde yazılmıştır.
Mehmet Ali Aydınlar dönemin Federasyon Başkanı olarak çok yanlış yerde durmuş, Fenerbahçe’ye kesinlikle çok zarar vermiştir.
“Fenerbahçe’nin olmadığı bir Süper Ligin federasyonunun başında Mehmet Ali Aydınlar’ın olmasının hiçbir anlamı ve önemi yoktur.
O kaotik ve katastrofik sürecin hemen arifesinde, Fenerbahçe’nin olası düşürülme kararının öncesinde hiç zaman geçirmeden istifasını verip, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün bu zor günlerinde toparlayıcı bir kişi olarak artık kongre neye karar veriyorsa görev almalıdır.
Çünkü yeni durum ister istemez yönetim mekanizmasını ve organlarını da etkileyecektir.
İyi bir Fenerbahçeli olarak Sn. Aydınlar’a yakışan bu olur.”
Bu o gün yapılması gereken hareketti. Sn. Aydınlar 4 Temmuz günü istifasını verip, Fenerbahçe’nin saflarında mücadeleye dahil olsaydı biz bugün kendisini çok başka hatırlardık.
Oysa Mehmet Ali Aydınlar süreci yönetemediği gibi 6 ay sonra kendisinden birçok bilgi saklandığı, yanlış belgeler verildiğini ifade ederek görevinden ayrılmıştır.
Çünkü birlikte hareket ettiği ve o dönem Fenerbahçe’den daha fazla güvendiği kişilerin başka hesapları vardı.
Fenerbahçe’nin Şampiyonlar Ligi’nden men edilmesinin karşılığı birinci yıl itibarıyla 45 milyon euro olmasına karşın 3 Temmuz’dan sonraki kümülatif kaybı bunun en az 10 katı mertebelerindedir.
“3 Temmuz Fenerbahçe ile ilgili amaçlarına ulaşmış mıdır” diye bir soru sorulacak olursa karşılı kesinlikle evet’tir.
3 Temmuz’dan sonra Fenerbahçe 3 defa Avrupa Kupalarına katılamamış, takımı dağılmış, üstelik kendisinden alınanlar rakiplerinin hanesine yazılmıştır.
Mehmet Ali Aydınlar tüm bu sürecin en başında tüm kontrolün elinde toplandığı kişiydi ve mutlak surette yapacağı şeyleri vardı.
Yapamadı.
Fenerbahçe’nin şikeye karıştığını da çeşitli platformlarda ima etti..
Tüm bunlar ortadayken Mehmet Ali Aydınlar ile ilgili düşüncem değişmez, duygularım başka bir şey hissettiremez.
Sponsorluk anlaşmasının sunumu da çok daha başka şekillerde yapılabilirdi. Bu yazının genel hatları Cumartesi günü yazılmıştır; iki gün beklemesinin nedeni de başka bir açıklama olup olmayacağına dair bir beklentiydi.
Son 7 yılda yaşananlar bana hem Türkiye hem de Fenerbahçe’ye dair başka şeyler de öğretti.
Öncelikle bir bilim insanıyım ve görünen ile özün hiçbir zaman aynı olmadığını da bilirim.
Sponsorluk anlaşmasından sonra bir kısmı benim üzerime “organize” şekilde saldıranlar da dahil olmak üzere uzun zamandır 3 Temmuz hatırlatmalarından rahatsız olan hatta süreçten geri dönmüş bir kitledir.
Bugün ne olmuştur da 3 Temmuz hatırlaması yapılmıştır cevabını elbette düşünmek gerekiyor.
Mehmet Ali Aydınlar 3 Kasım 2013 yılında Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Başkanlığına aday olmuş ve 9.380 kongre üyesinden 2.383 kişinin desteğini almıştır. (*)
Mehmet Ali Aydınlar o tarihte elbette tek başına aday değildi ve bir yönetim kurulu listesi vardı. Onlar da yılların Fenerbahçelileriydi. Ancak tarih o kadar sıcakken böylesine bir tepki verilmemişti.
Seçim süreci aynen bugün yaşananlarda olduğu gibi öncesinde güçlü bir propaganda faaliyetleriyle yürütülüyordu, Mehmet Ali Aydınlar’ın seçim bürosunda hemen her akşam toplantılar düzenleniyor ve o toplantılara bir çok Fenerbahçeli katılıyordu.
Yine ilginçtir o toplantılara katılanların bugün sponsorluk anlaşmasına tepki vermeleri de tuhaf insan hareketleri arasındadır.
Bazı isimleri yakından bildiğim için şaşırıyorum ancak bu da öğrenilmiş bir derse dönüşüyor.
Elbette bugünkü kongre sürecinde de bir takım gruplaşmalar, taraf durumuna gelmeler olacaktır. Bu eşyanın doğasına uygundur, sorun bugün bir kişinin yanında taraf olmak için ağızdan çıkan sözlerin yarın bir başka meselede aynı kişi için karşı argüman haline getirilmesidir.
Eskiden bu ilişkilerin bu kadar değişken oluşunu anlayamaz, insanların duruma göre saf değiştirmesini tarif edemez, sinirlenirdim.
7 yıl çok hızlı geçti. Tarih ivmelendi.
İnsanları tanımak, yakından takip edebilmek için araçlarımız çoğaldı.
Kimse hiçbir yere saklanamıyor. Bir fotoğraf karesinin içine giriveriyor.
On yılda çözemediğimiz ilişkileri bir çırpıda deşifre edebiliyoruz.
Acıbadem ile yapılan sponsorluk anlaşmasının özü ortadadır ve çeşitli gazeteler bunun maddi boyutunu ortaya koymuştur.
Yakın bir zamanda Mehmet Ali Aydınlar’ın da çıkıp bir konuşma yapabileceğini hatta yapması gerektiğini de sadece tahmin edebiliyorum.
Aziz Yıldırım gibi 1 sene 3 Temmuz yüzünden hapis yatmış bir kişinin bu süreçte kendisine ve Fenerbahçe’ye zararı dokunmuş bir kişiyle bir araya gelebilmesinin tek karşılığı olmalıdır.
Bu sponsorluk anlaşmasının mutlak surette ticari bir karşılığı olsa da mesele 3 Temmuz’da Fenerbahçe’ye verilen zararın “bir kısmının” ödemesi olarak görülmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bu nedenle adına tüm zamanların en pahalı fotoğrafı deniyor.
Hemen her takım sponsor desteği ile hayat bulurken Fenerbahçe’nin bu konuda yalnız kalması hem düşündürücü hem de anlamlıdır.
Ve eğer gücü yetiyorsa Fenerbahçe’nin yine 2013’te başkanlık yarışına girmiş ve üyelerin neredeyse dörtte birinin desteğini almış bir Fenerbahçeliden destek bulması da önemlidir, tercih sebebi olmalıdır.
Futbolun endüstrileştiği, çağın Endüstri 4.0 dönemine girdiği, FFP kurallarının bu kadar kısıtlayıcı ve bağlayıcı olduğu bir ortamda öyle hayal ettiğiniz şekillerde romantiklikler yapamıyorsunuz.
Ne kadar kızgın olursa olsun; bu yazıyı Acıbadem’in hastanesinde okuyacak ya da umarım herkes sağlıklı bir yaşam geçirir ancak ihtiyaç olduğunda Acıbadem hastanelerine tedavi için gidecek, hatta belki Grup ile iş yapacak, işe girecek ya da önümüzdeki dönemde Fenerbahçe içinde çalışacak bir çok kişi de olacaktır.
Bu anlaşma bir başka dönemde yapılmış olsaydı geriye dönülerek “zamanında Aziz Yıldırım herkesle kavgalı olduğu için başaramadığı bir hesaplaşma” olarak anılacak ve gelecek dönemin yöneticileri için de bir beceri, uzlaşma vesikası şeklinde de sunulabilecekti.
Oysa dönemin bir televizyon programında verilen ve kafasında 3 Temmuz olan her Fenerbahçeli’nin yeri geldiğinde sorduğu bu söz sahibine bir şekilde tutturulmuştur.
3 Temmuz ile ilgili süreç bitmemiştir ve bunun için daha güçlü bir Fenerbahçe’ye ihtiyaç vardır.
Duruma ve zamana göre argüman geliştirmeye değil.
Son olarak şunu da ifade etmeliyim. Bu olayın özellikle Fenerbahçeliler arasında derin husumete dönüşmesi, kin ve nefret ile bir düşmanlık aracı haline getirilmesi akıl tutulmasıdır.
Dün twitter’da paylaştığım Fanatik Gazetesi haberinin altına yazılan tarihe üzücü notlar olarak düşülmüştür. Benim kimseye karşı böylesine nefret içeren duygu, düşünce ve söylemim yok, olamaz da hele 3 Temmuz sürecinde kuantum tanecikleri şeklinde hareket etmiş Fenerbahçelilere karşı asla!
Aklınızı nefretle beslemeyin.
Her şart ve koşulda Fenerbahçe’nin yanında olun.
Fenerbahçe’nin ihtiyacı olan tek şey budur!
(*) http://www.hurriyet.com.tr/iste-yildirim-ve-aydinlarin-yonetim-listeleri-25035556
Umarım AY ve MAA açıklamaları hızlıca yaparlar