İstanbul’un çıldırtan trafik soruna ilişkin alternatif çözüm arayışları


Son zamanlarda yaşanan trafik sorununa ilişkin bir İstanbul’lu olarak ben de çözüm önerilerimi sıralamak istiyorum.

Köprülerdeki Gişeler Kaldırılmalıdır.

İstanbul’un temel açmazlarından biri Köprülerin hala ücretli olmasıdır. Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) para kazanacak diye İstanbullu’ya yaşatılan en büyük işkencelerden biridir, geçişin paralı olması.

Boğaziçi Köprüsü 1973’te, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü 1988’de tamamlanmıştır. Birinin üzerinden 40, diğerinin üzerinden 25 yıl geçmiştir. Kendisini defalarca kere amorti eden bu yapılar İstanbul’un kilit noktası olmuştur.

Akışkanlar Mekaniğine ait fiziksel durum

Köprülere girişte ve çıkışta yaşananlarsa tamamen akışkanlar mekaniğine ait bir denklemdir.

Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde bu denklem fizik kurallarını alt üst edecek şekildedir.

Akış önce köprüye girişte basınç sağlayacak şekilde daraltılmakta, sonra gişeler bölgesinde genişletilmekte, akışkanın basıncı düşmekte, sonra köprüye girişte tekrar sıkıştırılarak arttırılmaya çalışılmaktadır.

Ek şerit uygulaması da bu anlamda ek şeridin katılma noktasında yeni bir kısılmaya neden olmakta ve trafiğin akış hızını düşürmektedir.

Trafik, akışın hızının sabit tutulmasıyla istikrara kavuşabilir. Bu nedenle köprüye yakın noktalardan ek katılımlara mümkün olduğunca izin verilmemelidir.

Hızlı Geçiş Sistemlerindeki çeşitlilik

Yine bu köprüdeki OGS ve HGS uygulama çeşitliği özellikle Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nde trafiğin kilometrelerce önce başlamasına neden olmaktadır.

Temelden kaldırılması gereken bir uygulamadır. Köprülerdeki gişeler kaldırılıp, köprülerdeki şerit sayısına eşit olacak düzenlemeler yapılmalıdır.

Mutlaka para alınması gerekiyorsa bunun formülünü başka bir şekilde düzenlemek gerekir.

Otoyollor Şehirçi yol olmuştur.

TEM başlangıçta otoyol gibi gözükse de artık şehir içi yol durumuna dönüşmüştür. Avrupa’daki bütün otoyollar şehrin dışından, şehir trafiğini rahatlatan nefes alıp vermesini sağlayan arterlerken, İstanbul’daki niteliğini yitirmiştir.

Bu nedenle Çamlıca ve Mahmutbey gişeleri de anlamsız ve şehrin trafik karmaşasını artıran kilit noktalara dönüşmüştür.

Şartsa; Gebze ve Çatalca gibi şehrin en başına kadar taşınmalıdır.

Metrobüs Seferleri

Metrobüs’ün ilk uygulaması İstanbul’da büyük rahatlama sağladı. Ancak insanların sisteme ilgi göstermesiyle birlikte uygulama yetersiz kalmaya başladı.

Metrobüs duraklarında otobüs bekleyen yığınlar her geçen gün artmaktadır. Özellikle akşam saatlerinde olağanüstü bir kalabalık birikmekte ve bunu karşılayacak kadar otobüs seferde bulunmamaktadır.

Kritik ara duraklara boş otobüsler göndererek buralardaki sorunlar kaldırılmalıdır.

Deniz Yolu Taşımacılığı

İstanbul bir deniz şehri olmasına karşın insanlarını daha çok karayoluyla taşıyan bir belediye anlayışıyla yönetilmektedir.

Deniz yoluyla karşı tarafa taşınan insanların en büyük problemi ulaştıkları noktadan itibaren bir sonraki adımı atamamalarıdır.

Üsküdar-Beşiktaş-Üsküdar hattı şehrin en önemli deniz yolu arteridir ve her iki ulaşım noktası da kördür.

Oysa şehrin Anadolu ve Avrupa yakasındaki en önemli kaçış ve dağıtım merkezleri bu ilçelerdir.

Üsküdar’dan Beşiktaş’a ulaşan bir kişinin buradan toplu taşıt araçlarına gidebilmesi sadece otobüs ve dolmuşlarla olmaktadır.

Aynı şey tersi için de geçerlidir. Yıllarca bu iki iskele ilçesine dair bir çözüm üretilememesi tam anlamıyla bir şehir planlama zafiyetidir.

Öyle olunca da insanlar bu yolları değil, işine daha kolay gideceği ancak daha uzun seçeneklere yönelmektedir.

Arabalı Vapur

Arabalı Vapur uygulamasının da bu anlamda özellikle Sirkeci semti bağlamında tam bir irrasyonel nokta olduğu gerçektir.

Avrupa’dan geçişte Sirkeci’ye kadar olan hatta, Bakırköy’den başlayan birden fazla iskele yapılmalı, trafiğin Sirkeci’ye kadar daralarak sıkışmasına engel olunmalıdır.

Yoğun saatte pahalı bilet uygulaması ise aklın almayacağı bir şey olmasıda rağmen zihin yapımıza, anlayışımıza çok uygundur.

Boğazın bir çok noktasında “küçük arabalı vapur iskeleleri” oluşturmak trafiğin dağıtılması anlamında çok büyük katkı sağlayacaktır.

Üsküdar-Beşiktaş Arabalı Vapur hattı nostaljik bir öneme de sahiptir.

İstinye-Çubuklu/Kanlıca alternatifi de nefes aldırabilir.

İnsanların deniz yoluna kadar taşınması

Maslak’ta çalışan ancak karşıda oturan bir kişi İstinye’ye inip oradan deniz yoluyla yaklaşık 15-20 dakikada karşıya geçebilecekken; Köprü trafiğine girip, en az 90 dakika beklemektedir. Zaman ve yakıt sarfiyatının hesabı yoktur.

Belediye insanları kıyıya ulaştıramadığından oradan da karşıya geçiş alternatif olmaktan uzaklaşmaktadır.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

3 Replies to “İstanbul’un çıldırtan trafik soruna ilişkin alternatif çözüm arayışları”

  1. Mantıklı çözümler üretmişsiniz. Bence bunların yanında İstanbul’a alternatif şehirler kurulmalı. Çünkü dünyanın en yüksek nüfuslu ikinci şehrinden bahsediyoruz. Göçleri yönlendirip nufüsü sabit tutulmalı.

    1. istanbul’a alternatif şehir kurmak yerine anadolu’ya bölgesel merkez şehirler kurmalı. u-city. ve bunlar her bölgeye kurulmalı. göçün yönlendirdiği tarafa gitmek yerine göçü kendisi yöneten bir sistem gerek…

  2. evet çok doğru tespitlerde bulunmuşsunuz. özellikle üsküdür’ın kör olması yıllarca çok büyük sıkıntı oldu. bunu herkes biliyordu. marmaray ile bunu çözeceklerini düşünüyorlar. bilmiyorum ne kadar başarılı olurlar. marmarayın devreye girmesiyle boğazın güney bağlantısı biraz rahatlar. ancak kuzeydeki bağlantı yine karayolu-köprüye bağımlı olduğu için ve dolayısıyla karayolu demek trafik demek olduğundan sıkıntılara devam diyeceğiz…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: