“Barbarlık” diyerek sorunu çözemezsiniz!


Fransa‘daki bir karikatür dergisine düzenlenen saldırı bütün dünyada yeni bir korku dalgasının oluşmasına neden oldu.

Avrupa kamuoyu için bu dehşet bir güvenlik sorunudur.

Saldırının ardından Batı dünyası olayı “barbarca” etiketiyle gördü, üst düzeyde verilen mesajlarda bunun altı önem ve özenle çizildi.

Hiç kuşku yok ki Avrupa’nın 55-60 bin ?’luk gelir seviyesi refah ortamının yarattığı yaşam ve kültür seviyesinde böylesi bir saldırının karşılığına yazılacak tanım budur.

Ancak gelin görün ki olayı tanımlama biçiminiz çözümünüzü de belirliyorsa daha büyük sıkıntıların çıkması için de ortam hazırlıyorsunuz demektir.

Batı dünyası ısrarla kendi mücavir alanının dışında olup bitenler konusunda duyarsızlığını korumayı sürdürüyor.

Yapabildiği tek şey üçüncü dünyadan gelen kişilere koyduğu vizeler ve havaalanlarındaki güvenlik tedbirleri oluyor.

Ancak bu önlemler ne kadar sertleşirse ortaya daha büyük çelişkilerin çıkmasına da sebep yaratıyor.

Batı dünyası yukarıda tanımın yaptığımız refahın etkisiyle sonsuz demokrasi kültürü yaratmış olabilir, ancak onu yaparken diğerlerinden mahrum bıraktıkları, daha açık ifadeyle el koyduklarının etkisiyle kendi sınırlarının dışında artık demokrasiye hiçbir inancı kalmamış yeni bir tehditle karşı karşıyadır.

Charlie Hebdo demokrasi ve hoşgörü ortamının ürünü olarak varlığını sürdüren bir mizah dergisiyken, ürettikleri bu düşüncenin ürünü olan karikatürler olurken diğer tarafta yaptıkları hiçbir şekilde tahammül ve tolerans göstermeyecek bir başka dünyanın kutsalı olabiliyor ve buradan da önü alınması güç bir şiddet çıkabiliyor.

Daha kötüsü bu saldırıyı savunan, arka çıkan veya haklı bulan çok kalabalık bir kitlenin de varlığıdır.

Bu bir demokrasi veya hoşgörü sorunu değildir.

Afganistan’da, Pakistan’da, Irak, Suriye, Libya’da olanlar da bir barbarlık meselesi değildir.

En azından o tren çoktan kalkmıştır.

Batı bu dünyayı kendi elleriyle son 15 yılda yarattı.

Artık kim tarafından yapıldığı bile tam olarak bilinmeyen 11 Eylül saldırısından sonra özellikle Afganistan, sonra da Irak’a karşı girişilen askeri operasyonlar sonrasında yepyeni bir mücadele şekli ve örgütler türemiştir.

Dahası bunların hiç şakası yoktur.

Batı’nın barbar olarak nitelendirdiği bu savaşçılar için rehin almak, yargılamak, dinlemek, anlamak gibi bir sorun yoktur.

Kendilerinden olmayan herkesi kafir ilan edip ortadan kaldırmak üzerine bir inanç ve düşünce ile donanmışlardır.

Bunlara yönelecek şiddet kartopunu daha da büyüteceğinden artık savaş Avrupa’nın başkentlerine de taşınacaktır; zaten durumun özeti de budur.

Çözüm nedir?

Daha önce de bu cümleyi kurduk; başlık attık.

“Batı aldıklarını geri verecek, paylaşacak!” (*)

Eşitlik, denge kurulmadığı ve ortada böylesi büyük bir uçurum olduğu sürece o eşitsizlikten etkilenenler şiddetin kaynağı olmaya devam edecektir.

Başka bir yol yok!

(*) Ortadoğu’da çözüm: Batı aldıklarını geri verecek, paylaşacak!

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: