Adalar'a gitmek içsel bir yolculuktur. Yıllardır o yolculuğu bir şekilde yapıyorum; ancak neyi aradığımın yeni farkına varıyorum. . Unutulan daha önemli bir şey vardı, yeni yeni tekrar hatırlıyorum. Çok uzun zaman önce, öylesine uzun ki öznelerinin böyle bir anı yaşadığını bile unuttuğu bir tarihte Heybeli Adası'nda ağaçlık bir alanda kaybolmuştum. Bu yön duygusunu yitirmeye ait …
“Aslında cinselliğimiz bedenimizden daha çok zihnimizdedir.”
Başlık bana mesaj olarak gelmiş bir görüşten alınmadır. Bir taraftan cevap verirken diğer taraftan da konu üzerinde düşünmek istiyorum. Mesajın kaynağı benim düzenli olarak yazdığım İndigo Dergisi Mart ayı sayısında çıkan Kadının kurtuluşu: Erkek gibi olmak mı? başlıklı yazım. Başlıkta ifade bulan "cinsellik" kadın erkek zıtlığına yönelik bir vurgu olarak kullanılmıştır. Mesajdan bir alıntıyla devam …
"“Aslında cinselliğimiz bedenimizden daha çok zihnimizdedir.”" okumaya devam et
Kadın ile erkeğin arasına giren “şey” ne?
Okumakta olduğunuz yazıyı yaklaşık iki aydır kafamda taşıyorum. Eviriyor, çeviriyor, nereden gireceğime bir türlü karar veremiyordum. Sonra üst üste izlediğim iki film, sonra aldığım bir boşanma haberi düşüncelerimin biraz daha yerine oturmasına neden oldu. Filmlerden biri bu hafta başında Oscar ödülü alan Kate Winslet ile Leonardo DiCaprio'nun başrolünde olduğu Revolutionary Road - Hayallerin Peşinde'ydi. "...Frank …
"Kadın ile erkeğin arasına giren “şey” ne?" okumaya devam et
Kadınların kurtuluşu erkek gibi olmak mı?
Kadın varlığını seven, onunla birlikte olmaktan hoşlanan bir erkek olarak kadını yazmak, onun üzerine düşünmek hoşuma gidiyor. Geçtiğimiz günlerde Kadın bedeni metadır! isimli bir yazı yazmıştım. Kuşkusuz bu satırlarda fiili durum değerlendirmesi vardı. Aslında düzen kadın erkek ayrımı yapmadan her şeyi alınabilir satılabilir hale getirmek istiyor. Kadının buradaki rolü biraz daha sıkıntılı, çünkü onun bedeni …
"Kadınların kurtuluşu erkek gibi olmak mı?" okumaya devam et
Yanlış “yalnızlık” çağında…
İnsan tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar büyük bir depresif “yalnızlıkla” boğuşuyor. Evet, artık yalnızlık çağındayız. Peki, daha önce hiç bu kadar yalnız olmamış mıydı, insan? Yalnızlık dediğimiz şey doğru yaşanabiliyor mu? Kuşkusuz olmuştu; ancak geçmiş zamanlarda “yalnızlık” denilen şeyin farkına varmadan yaşıyordu. Yalnızlık henüz keşfedilmemişti. Çünkü ortada birey yoktu. Bireyin olmadığı yerde insan “tek” başına …
Âşık olmak bir şifa yoludur.
"Hastalanmamanın ilacı aşık olmaktır" demiş ismi olmayan adamın bir tanesi. Aşkın gençleştirici gücünün yanı sıra insanın damarlarını açtığı, kanını kaynattığı, o hiç bir kaynağın veremediği enerji ile doldurduğunu eğer yaşıyorsa insan, tarife gerek var mıdır? Aşkın tanımını yapabiliyor ya da yaşayabiliyor muyuz? Bundan altı ay önce yine bir ortamda demiştim ki; "Aşka inanasım yok." O …
Söyle aşk, biz sana neler ettik?
Aşk için yandık kavrulduk, kendimizi ateşlere attık, alevle aydınlandık, yüreğimizi yaktık, ağladık; üzüldük, hasret çektik, sessizce gelmesini bekledik; hemen köşeyi dönmesini ve onunla göz göze gelmeyi, umudumuz olsun istedik, sevdik, ama en çok da sevilelim istedik; elimizde üç dal çiçekle, sevdiğimize armağan verdik, karşılığında tek istediğimiz O’ydu, kıskandırdık, kıskandık; şiirler okuduk mum ışığında arkaşadaşımıza; “bak …
Aşk sırtı dönük bir uyku olur
Aşk, üzerine en fazla kafa yorulan ve hissedilen duygudur. Bir çoğumuz aşkın tanımını bile yapamayız. Kısa yoldan "sevginin "tutku" biçimi almış şekline aşk deriz" gibi tanımlamalarda bulunuruz. Böyle öğretilmiştir. Aşkın kısa bir süre sonra ortadan kalkacağını yerini sağlam bir sevgiye bırakacağını bekleriz. Bugün sokakta kime sorsanız buna benzer klasik cevaplar almanız mümkündür. "Tutku" kelimesinin kendisi …
