Radikal dijital dünyayı neresinden yakalayacak?


Milenyuma girdiğimizde bir takım fütürist görüşler “hiçbir şeyin eskisi yani, 20. yüzyıldaki gibi olmayacağı, bildiğimiz, inandığımız, alıştığımız bir çok şeyin yer değiştireceği, başka bir şekilde alacağını”söylemişlerdi.

Kuşkusuz bunu 1899’dan 1900’e girerken dile getirmek çok daha zordu; çünkü zaman bugünkü kadar hızlı akmıyordu, muhtemelen.

Ancak 2000’li yılların hemen başında dijital ortam şu an kullandığımız çeşitlilikte ve zenginlikte değildi.

Gövdesi ve ekranıyla devasa büyüklükteki bilgisayarlarımızla “dial up” zar zor sürekli koparak bağlanabildiğimizinternet dijital dünyamızın sınırlarını da belirliyordu.

Bugün başka bir dünyada yaşıyoruz.

Tam fütüristlerin tarif ettiği bir gelişim ve inovasyon sürecinin içindeyiz.

Aslında ortada çok da yeni fikirler olduğunu söylemek güç; zaten esas çelişki burada yaşanıyor olmalı.

Eskiden, teknolojinin imkânları bu seviyelerde değilken, ortada fikir; ütopya, hayal, gelecek kurgusu vardı.

Şimdi araçları geliştiriyoruz, ancak onları besleyecek, kullanacak düşünce geride kalıyor. Sanki düşünmek yerine bütün bunları teknolojik araçların kolaycılığına, konforuna tercih ediyoruz.

Her geçen gün hayatımızı daha da kolaylaştıracak, yerimizden kalkmadan yaşamamızı sağlayacak araçlar giriyor. Birine sahip olmuşken bir de bakıyoruz daha gelişmişi çıkmış.

1980 darbesinin olduğu sabah ekmek ve gazete asker tarafından bir Unimog askeri kamyon tarafından dağıtılıyordu. Sokağa çıkma yasağı vardı. Gazete ve ekmeğe ulaşmak için yine bir kuyruğa girmeniz gerekiyordu.

11 yaşındaydım.

“Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet, iki ekmek.” dediğimde askerin yüzünde beliren ifadeyi hiç unutmam. Cumhuriyet istemek o günlerde başka bir şeye karşılık geliyordu. Sonraki günlerde Cumhuriyet Gazetesi’ne ulaşmak daha da güçleşti.

O günlerden bu zamana geldik.

Radikal artık kâğıt baskılı gazete olmaktan dijital ortama geçti. Radikal’e, bu yazıyı okuduğunuz bilgisayar, akıllı telefon, tablet gibi yerlerden ulaşabileceğiz.

2000’li yılların başından itibaren dijital ortamda var olmaya, yazılar yazmaya başladım.

Bu yenidünyayı  en etkin kullanan kişilerdenim sanırım.

Artık binlerle ifade edebileceğim kadar çok sayıda blog ve köşe yazısı yazdım.

Bu yazılardan iki kitap çıktı.

Radikal Blog Nisan 2014’ten itibaren içinde olmak istediğim bir yer oldu ve bu yazıyla birlikte 29. blogumu paylaşmış oluyorum.

Dijital ortam artık geleceğimizin ne şekilde olacağını belirleyecektir.

İnsanlar akıllı iletişim araçlarına sahip oldukça ve bunların imkânları çeşitlendikçe, bakkaldan, marketten gazete aramak, istemek, satın almak giderek hayatımızdan çıkacaktır.

Analog bir makinanın çektiği fotoğrafa nasıl bakıyorsak, pikaptan plak dinliyorsak, gazete de böyle olacaktır.

Kitap için hala zaman olduğunu görüyor ve rahatlıyorum. Her şeye rağmen kitabı elime alıp, sayfalarını çevirip, satırların altını çizmek, not almaktan keyif alıyorum. Kitap sonuna kadar direnecek gibi görünüyor.

Benim gibi, dijital dünyaya ait yazarlar elbette buralarda olmaya devam edecek ama Radikal bu süreci neresinden yakalamış olabilecek bunu ilerleyen zamanda göreceğiz.

Yeni döneme.

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: