Başrollerinde Naomi Watts ve Edward Norton‘ın oynadığı orijinal adı The Painted Veil-Duvak olan filmi izlediniz mi? “Somerset Maugham’ın klasik romanı The Painted Veil’e dayanan film 1920’lerde genç bir İngiliz çift arasında geçen bir aşk hikayesini konu alıyor: Üst sınıfa mensup bir kadın olan… Read More ›
zaman
Adam yerine koyulmayan “blog yazarlarının” yakın geleceği…
Sosyal Medya olanaklarının artması sayesinde insanlar bunun getirdiği araçlardan yararlanmaya başladılar. Bu çeşitliliğin merkezinde en önemlisi bloglar oldu. Blog aynı zamanda blog yazarlığını ortaya çıkaran bir sonuçtu. İnternet ile tanışmam 1990’lı yılların son çeyreğindeydi. Kısa süre sonra da çeşitli forumlarda… Read More ›
Demokrasimize katkısı tartışmalı Deniz Baykal nasıl ombudsman olur?
Siyaset, bir düşünce, fikri, ideolojisi olanın bunu ortaya koyacağı söz ve eylem yapma arenasıdır. Demokrasi bunun için vardır. Güzelliği toplumla dört ya da beş yıl arayla dinamik ilişkisinin olmasıdır. Toplum hem düşünce, fikir veya ideolojileri hem de bunlara ait pratikleri… Read More ›
Demirtaş’ın Meclis’te çalışma odasının olması, Diyarbakır’dakinden değerlidir!
Son gün geldi çattı. Notlarıma bakıyorum, konuşmadığımız bir şey kaldı mı diye. Evet, kaldı; son sözü söylemedik. Takip edenler biliyorlar bu seçimleri daha çok HDP üzerinden okumaya, anlamaya, değerlendirmeye çalıştım. Önce “HDP’nin %10 oranını yakalaması ne kadar gerçekçidir?“ (1) sorusunu… Read More ›
Fast food “seks” mi yoksa Carpe Diem mi?
Hollywood filmlerinde “cinsellik” kadın ve erkek kahramanın, çıkmaz bir sokak, asansör, merdiven sahanlığı, sokak kapısı girişinde gerçekleştirdikleri, genellikle erkeğin (etek giymiş) kadını duvara yaslayarak iç çamaşırını yırtarcasına çıkardığı, kadının erkeğin kemerini çözmesine yardımcı olduğu, ilgili araçların hiç zorlanmadan yolunu buldukları, üç beş… Read More ›
Orhan Pamuk’ta bekâret sorunu…
“Füsun’un sıcaktan ve sevişmekten ter içinde kalmış omzunu öpmüş, onu arkadan yavaşça sarmış, içine girmiş ve solkulağını hafifçe ısırmıştım ki, kulağına takılı küpe uzunca bir an sanki havada durdu ve sonra da kendiliğinden düştü. O kadar mutluyduk ki, o gün… Read More ›
Aldatmak; kadının özgürleşmesi mi yoksa toplumun çözülüşü mü?
Ahmet Altan‘ın Aldatmak isimli romanını çıkar çıkmaz 2002 yılında okumuştum. Yazarın okuduğum tek kitabı olması nedeniyle edebi kişiliği hakkında derinlemesine tahliller yapmam kolay değil. Ancak bu eksikliği çok kısa sürede bilinen üç eserini okuyarak kapatmayı da kendime vazife edindim. 1923’te kurulmuş Cumhuriyet/kapitalizmin… Read More ›
HDP’nin %10’luk barajı geçmesini sağlayacak oyu nerede?
Geçen haftaki çalışmamızda son üç seçimdeki oy oranları ve sayıları üzerinden birkaç tablo oluşturmuştum. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Demirtaş’ın aldığı %9,76’lık oy oranı HDP’nin %10’luk seçim barajını geçeceği yönünde en önemli dayanağı oluşturuyor. Bunun ne kadar gerçek olduğunu ancak 7 Haziran günü… Read More ›
“Bırak hayatını bok götürsün!”
Kadın tarih boyunca hep gizli özne olmuştur. Yani ortada bir eylem vardır ancak bu kimin tarafından yapıldığı cümle içinde açık seçik olarak vurgulanmamıştır. Oysa belki de tarihsel süreçlerin içindeki bütün fiillerin en az yarısı kadınlar tarafından gerçekleştirilmiştir. Tarih sahnesinde kadına… Read More ›
Türkiye’nin kullanışlı aptalları ve alçakları kimlerdir?
Aziz Nesin’in toplumun geneline, Attila İlhan’ın da tarih boyunca aydınların potansiyel hainliğine yönelik verdiği yüzdelerden sonra Ahmet Altan da gazetecilik üzerine bir tespitte bulunmuş; “Gazetecilik %99’u alçaklık ve korkaklık, %1’i ise dürüstlük ve cesaret olan bir meslektir.” (*) Bunu söylediği konuşmanın… Read More ›