Türkiye’nin kullanışlı aptalları ve alçakları kimlerdir?


Aziz Nesin’in toplumun geneline, Attila İlhan’ın da tarih boyunca aydınların potansiyel hainliğine yönelik verdiği yüzdelerden sonra Ahmet Altan da gazetecilik üzerine bir tespitte bulunmuş;

“Gazetecilik %99’u alçaklık ve korkaklık, %1’i ise dürüstlük ve cesaret olan bir meslektir.” (*)

Bunu söylediği konuşmanın tam metnini mutlaka okumalısınız.

Gazetecilikte Alçaklığın Evrensel Tarihi’ni anlatmış Ahmet Altan.

Jorge Luis Borges “Alçaklığın Evrensel Tarihi” isimli kitabının önsözünde şöyle demiş; “öykü yazmayı göze alamayan, dolayısıyla da başkalarının masallarını bozup çarpıtarak kendini eğlendiren utangaç bir delikanlının sorumsuz oyunları.” 

Bu kitapta Borges başka bir şey daha söylemiş; “kurmacanın olgulardan daha gerçek, daha inanılır” olduğunu.

Borges’in en fanatik takipçilerinden olan Umberto Eco, Foucault Sarkacı, Baudolino ve Prag Mezarlığı romanlarında sanki gerçeği eğip bükerek tam da bunu yapmaya çalışmış. Çoğu zaman bu kitaplarda yazılanlarla gerçek arasında çok ince bir çizgi kaldığını, hangisinin gerçek hangisinin kurmaca olduğunu ayırt edemez hale geldiğini fark edemediğinizde anlarsınız.

Tarihte kırılma anları vardır. Bu zaman dilimlerinde gerçeğin ne olduğunu yakalamaya çalışırız. Zamanın tam da bu bölümünde gizli çamaşırlar, kirli oyunlar, ittifaklar ortaya serilir; karşılıklı suçlamalardan, yargılamalardan ve hesaplaşmalardan siz farkında olmadığınız bir sürecin ipuçlarını yakalarsınız.

17-25 Aralık süreci yaşanmamış olsaydı ya da bu sürece doğru bir ilerleme olduğu hissedilmeseydi, kısacası hükümet ile cemaat arasındaki mutlu beraberlik devam ediyor olsaydı, bugün mağduriyetlerini net olarak gördüğümüz, bir sürü kurmaca ile üretilmiş senaryolara göre yapılmış yargılamalar sonucu mahkûm olan yüzlerce insan şimdi cezaevindeydi.

Dahası Ahmet Altan hala Taraf Gazetesi’nin başında yepyeni kumpasların topluma empoze edilmesi (gazetelerin nasıl bir işleve sahip olduğunu kendisi anlatıyor, bunlar benim yorumum değildir) görevini sürdürüyor olacaktı.

Ancak bu ittifak artık geri dönülmez bir şekilde bozulunca kuşkusuz içinde bir sürü çözülmeler oldu.

Ergenekon, Balyoz, Odatv, 3 Temmuz süreçlerine dair yazdığımız yazılarda ve kitapta hep şunu sorduk.

“Yıllara yayılan bu operasyon ve davalarda sorgulanan, tutuklanan, mahkûm olanlar arasında çözülen, itiraf eden neden tek bir kişi çıkmadı?”

Gerçek ile yalan arasındaki kırılımın en önemli ipucudur itiraf ve çözülme; eğer bir organize suç varsa orada mutlak surette işbirliğine giren itirafçı da vardır. Çünkü organize suçun içinde her zaman bu davaya inanmayan veya gerekli bilince kavuşmamış, kendisini mağdur durumda hisseden ya da yapmış olduğu hesabın karşılığını alamamış kişiler olacaktır.

Bunlar ya muhbir ya da itirafçıdır.

3 Temmuz sorgulamalarını yürüten savcı gözaltına aldığı ve gözüne kestirdiği birkaç kişiye bu teklifi yaptı.

Fenerbahçe‘nin yöneticilerine “Aziz Yıldırım’ı verin sizi evinize gönderelim” teklifinde bulundu.

Ancak bu davaların hiçbirinde gizli tanık adı altındaki kişiler hariç tek bir çözülme olmadı.

17-25 Aralık’tan sonraysa Cemaatin en önemli adamı, neredeyse 30 yıllık dava kişisi Hüseyin Gülerce (**) ve Taraf Gazetesi’nden Balyoz Davasının önemli takipçilerinden Yıldıray Oğur isimli muhabir/yazar kelimenin tam anlamıyla çözüldüler, itiraflarda bulundular.

Yıldıray Oğur, Kullanışlı Aptallar isimli bir yazı yazdı. Bu yazının içeriğinde bütün bu operasyonlar süresi boyunca Taraf Gazetesi’nde nasıl aptalca kullanıldığının itirafı vardı. Dün Ahmet Altan’a verdiği cevaptaysa aptallıkla alçaklık arasındaki kendisinin aptallık yönünde seçim yaptığını ifade etti.

“Daha yaşları kırka varmadan, alçaklıklarını itiraf etmemek için aptal olduklarını söylemek zorunda kaldılar”  derken haklısınız. Alçaklık yerine aptallığı seçiyorum. Keşke 70 yaşını geçmiş bir insan olarak siz de öyle yapsaydınız.

Bir cemaatin yalanlarına inanmış bir aptal olarak uyanıp, herkesi uyandırsaydınız. Bir gün hükümetle cemaat çekiştiğinde hükümeti tutma sözünüze sadık kalsaydınız. Siyaseti savunurken hükümeti eleştirme pozisyonunu siz inşa etseydiniz. Barış için, Kürtlerin hakları için çok bedel ödemiş bir adam olarak, hükümet düşmanlığı için savaş kışkırtıcılığı yapan dostlarınızı uyaran yazılar yazsaydınız.

Taraf okulundan yetişen onlarca gazetecinin Ahmet Bey’i olarak kalsaydınız. Onları paraya, güce tamah ettiklerinde uyarsaydınız. Ama kariyerinizi Kemalist Cumhuriyet gazetesinde yeni derin devlet olan bir çetenin yalanlarını savunurken tamamlıyorsunuz.

İşte bu yüzden çok üzgünüm ve size çok kızgınım Ahmet Bey.” (***)

Ülkemizin geldiği duruma bakar mısınız?

Kullanışlı aptallar ve alçaklar diye bir gruplama yapacak yerdeyiz artık.

İşte Türkiye‘nin hala gündemini belirleyip, kimlerin yargılanıp yargılanmaması, neyin suç, kimin suçlu olduğuna karar veren kişilerin hali pürmelali.

Düşünün ki bunlar ellerine geçen belgeleri bile sorgulamaktan, değerlendirmekten, ne işe yaradıklarını anlamaktan, kurdukları, ilişkide oldukları insanları bilmek ya da tanımaktan bihaber kişilerdir.

Ahmet Altan’ın edebi bir kişiliği varmış, peh, evrensel hiçbir değer taşımayan, tarih bilgisi zayıf, değerlendirme yapmayı beceremeyen bir zatın aynen Taraf Gazetesi’nde insanlara gazetecilik yutturmacası gibi yazdıklarını edebiyat olarak sunmasıdır.

İnsanları bir bütün halinde değerlendirmeyi öğrenmeliyiz;

“Edebi kişiliği iyidir ama gazeteci değildir, gazetecidir ama edebiyatı zayıftır!”

Bu değildir, tek başına asla yetmez!

Her şeyden önce o kişinin ne olduğunu tam olarak bilmeliyiz.

Yıldıray Oğur ve Ahmet Altan bu tartışmayı kendileri başlattılar.

Ben karar vermede çok zorlanıyorum, sizin tercihiniz nedir?

Borges’in sözünü de unutmayın; “öykü yazmayı göze alamayan, dolayısıyla da başkalarının masallarını bozup çarpıtarak kendini eğlendiren utangaç bir delikanlının sorumsuz oyunları.” 

(*) http://t24.com.tr/haber/ahmet-altan-gazeteciligin-yuzde-99u-alcaklik-ve-korkakliktir,257497

(**) http://blog.radikal.com.tr/turkiye-gundemi/huseyin-gulerceden-turkiyenin-yakin-tarihine-dair-onemli-itiraflar-78282

(***)http://t24.com.tr/haber/yildiray-ogur-siz-neden-burada-degilsiniz-ahmet-bey,289279

http://twitter.com/uzaygokerman

uzaygokerman@gmail.com

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: