Dört yıl aradan sonra yeni bir kitap ile tekrar okuyucunun karşısına çıkıyorum. İçinde on dört öykünün olduğu ilk kitabım Adalar ve Kıtalar’ı 2009 yılında çıkarmış, dört yıl sonra bu sefer güncel bir araştırma kitabı olan 3 Temmuz ve Fenerbahçe İdeolojisi gelmişti. Üçüncü kitap… Read More ›
Edebiyat
Ülkemizdeki yayıncılık maalesef emin ellerde değil!
Bundan tam iki sene önceydi… Kısa bir süre önce tamamladığım kitabım için bir yayınevi arıyordum. Genel yayın yönetmeni ve aynı zamanda yazar olan bir arkadaşım, kitaplarını basan yayınevinden bir randevu ayarladı. Daha önce benzer şekillerde iki üç başarısız görüşmem olmuştu… Read More ›
Adam yerine koyulmayan “blog yazarlarının” yakın geleceği…
Sosyal Medya olanaklarının artması sayesinde insanlar bunun getirdiği araçlardan yararlanmaya başladılar. Bu çeşitliliğin merkezinde en önemlisi bloglar oldu. Blog aynı zamanda blog yazarlığını ortaya çıkaran bir sonuçtu. İnternet ile tanışmam 1990’lı yılların son çeyreğindeydi. Kısa süre sonra da çeşitli forumlarda… Read More ›
Orhan Pamuk’ta bekâret sorunu…
“Füsun’un sıcaktan ve sevişmekten ter içinde kalmış omzunu öpmüş, onu arkadan yavaşça sarmış, içine girmiş ve solkulağını hafifçe ısırmıştım ki, kulağına takılı küpe uzunca bir an sanki havada durdu ve sonra da kendiliğinden düştü. O kadar mutluyduk ki, o gün… Read More ›
Aldatmak; kadının özgürleşmesi mi yoksa toplumun çözülüşü mü?
Ahmet Altan‘ın Aldatmak isimli romanını çıkar çıkmaz 2002 yılında okumuştum. Yazarın okuduğum tek kitabı olması nedeniyle edebi kişiliği hakkında derinlemesine tahliller yapmam kolay değil. Ancak bu eksikliği çok kısa sürede bilinen üç eserini okuyarak kapatmayı da kendime vazife edindim. 1923’te kurulmuş Cumhuriyet/kapitalizmin… Read More ›
Türkiye’nin kullanışlı aptalları ve alçakları kimlerdir?
Aziz Nesin’in toplumun geneline, Attila İlhan’ın da tarih boyunca aydınların potansiyel hainliğine yönelik verdiği yüzdelerden sonra Ahmet Altan da gazetecilik üzerine bir tespitte bulunmuş; “Gazetecilik %99’u alçaklık ve korkaklık, %1’i ise dürüstlük ve cesaret olan bir meslektir.” (*) Bunu söylediği konuşmanın… Read More ›
E-kitap okumanın modern biçimlerinden biridir, kitaba alternatif değildir.
Değerli Semih Gümüş, bu hafta RadikalKitap Eki’ndeki köşesinde karmaşık duygularla bir yazı kaleme almış. İçeriğinde yer yer umudun ve umutsuzluğun, geçmişe ait nostaljinin, geleceğe dönük karamsarlığın sıklıkla hissedildiği ancak geleneksel kural olarak yine de küçük bir kıvılcımı ihmal etmeyen bu… Read More ›
Gelecek için hâlâ bir “Germinal” var mı?
“Cana can katan o nisan sabahında gökteki alevli yıldızın gönderdiği ışınlarla yanıp tutuşan uçsuz bucaksız ovanın dört bir yanından derin bir uğultu yükseliyordu. İnsan bitiyordu topraktan, gelecek yüzyılda ürün vermek üzere yavaş yavaş filizlenen, pek yakında yerküreyi sarsarak başverecek olan,… Read More ›
Yazarın “ilahi ateşle” yaratma telaşını anlamak
Radikal Kitap‘ın son sayısında Semih Gümüş yazara yine ders vermek üzere bir yazı (*) kaleme almış. “Okuduğumuz romanları, öyküleri yalnızca hikâyesine bakarak, yani yüzeylerinde kalarak okumak, hiçbir zaman gerçekten okumanın yerine geçmez.” Gerçekten okumak diye bir ayrım olduğunu bu cümlenin… Read More ›
Türkiye’de yazar olmayı kimler belirliyor?
Oğuz Atay, Tutunamayanlar’ı yayınevine gönderdiğinde kitabın basılması için bazı kısımlarının çıkarılması talebiyle karşılaşmıştır. Editöre göre “bu bölümler hem çok uzundur hem okuyucu için gereksizdir.” Yazar o gün kitabı için direnmiş ve bugün okumaktan çok büyük keyif aldığımız haliyle kalmasını sağlamıştır…. Read More ›