Antika
Günah çıkararak, bir özeleştiri yapıp, kendisinin de bir çeşit "kullanışlı aptal"olduğunu ima eden itiraflara , en azından kamuoyuna bir açıklama borcu olan Ümit Kıvanç da katılmış oldu. Kullanışlı aptal olmak bir insanlık suçu mudur? Kullanışlı aptallar ne yapmıştır? Kullanışlı aptal olmak nedir? Öncelikle bütün meyveleri bir sepete koymak anlamlı değildir. Çünkü beş parmak nasıl bir …
"“Kullanışlı Aptallık” günahını nasıl affettirebilir?" okumaya devam et
Siyasette bazen coşku anlarında ilginç kavramlar kullanılabiliyor. Onlardan birini de Yalçın Küçük ortaya atmış ve 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını "yarı yarıya-devrim" olarak yorumlamış. Deniz Hakan: Yalçın Hocam, bir hafta oldu, seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Özetleyebilir misiniz? Yalçın Küçük: "Üçüncü Meşrutiyet" diyebilirim. Birincisi 1875-76, ikincisi 1908'dir ve şimdi 2015 yazındayız. "Yarı yarıya devrim" ya da eksik devrimdir, öyle …
Siyaset, bir düşünce, fikri, ideolojisi olanın bunu ortaya koyacağı söz ve eylem yapma arenasıdır. Demokrasi bunun için vardır. Güzelliği toplumla dört ya da beş yıl arayla dinamik ilişkisinin olmasıdır. Toplum hem düşünce, fikir veya ideolojileri hem de bunlara ait pratikleri uygulamaya çalışanlara sürekli puanlama yapar. Batı demokrasilerinde her siyasetçinin bu puanlamayla ölçülen bir "ömrü" vardır …
"Demokrasimize katkısı tartışmalı Deniz Baykal nasıl ombudsman olur?" okumaya devam et
Seçimler öncesinde partilerin alacağı oy sayıları ve oranları üzerine birçok akıl yürütmesi yapmıştım. HDP’nin %10’luk barajı geçmesini sağlayacak oyu nerede? (1) Başlıklı yazım da bunun analizini detaylandırmıştım. Yaklaşık üç ay önceki bu fikir yürütme süreci tamamen %10’luk barajın aşılabilmesi için o kritik eşiğe ait oyun nerede olduğu üzerine kurulmuştu. Seçim sonuçlarına yönelik en kapsamlı analizi …
"Seçim sonuçlarını anketlerden daha yakın analiz ettim!" okumaya devam et
22 Temmuz 2007 seçimlerinde AKP%47'lik bir oy aldığının hemen ertesinde"Mutlak İktidara dönüştü" şeklinde bir başlık atmıştım. Bu Türkiye'de daha önce görmeye alışkın olmadığımız türden bir sonuçtu. Ve yine o gün yazıda altını çizdiğim olgu da ilginç; "önümüzdeki seçimlerde barajın % 5'e çekilmesinin çok daha demokratik ve rasyonel olacağını düşünüyorum." Ancak ne 2011'de ne de …
Son gün geldi çattı. Notlarıma bakıyorum, konuşmadığımız bir şey kaldı mı diye. Evet, kaldı; son sözü söylemedik. Takip edenler biliyorlar bu seçimleri daha çok HDP üzerinden okumaya, anlamaya, değerlendirmeye çalıştım. Önce "HDP'nin %10 oranını yakalaması ne kadar gerçekçidir?" (1) sorusunu sordum. Peşinden diğer soru geldi; "HDP'nin %10'luk barajı geçmesini sağlayacak oyu nerede?"(2) "HDP, bu seçimlerde …
"Demirtaş’ın Meclis’te çalışma odasının olması, Diyarbakır’dakinden değerlidir!" okumaya devam et
Kadın varlığını seven, onunla birlikte olmaktan hoşlanan bir erkek olarak kadını yazmak, onun üzerine düşünmek hoşuma gidiyor. Önceki gün Kadın bedeni metadır! isimli bir yazı paylaşmıştım. Kuşkusuz bu satırlarda fiili durum değerlendirmesi vardı. Aslında düzen kadın erkek ayrımı yapmadan her şeyi alınabilir satılabilir hale getirmek istiyor. Kadının buradaki rolü biraz daha sıkıntılı, çünkü onun bedeni cinsel olarak …
"Kadınların kurtuluşu erkek gibi olmak mı?" okumaya devam et
Amerikan İç Savaşı 1861-65 yılları arasında ABD'nin ayrılıkçı eyaletlerine karşı merkezi devletin bunu tanımaması üzerine yaşanmış bir "iç" çatışmadır. Temelinde birçok neden arayabilirsiniz; ancak merkezi ABD yönetimi bu ayrılıkçılığı ortadan kaldırmak için irade göstermiştir. 150 yıllık tarihi gelişim eyaletler arası farkları ortadan kaldırarak eşitlemiştir. Bu durum ABD'nin çok övündüğü demokratik gelişim sürecinin bir başka ifadesidir …
"Batı kendisini “Birliğe” doğru yönlendirirken; “diğerlerini” neden parçalıyor?" okumaya devam et
Bir devlet eğer çalışanının, üreteninin, emekçisinin, işçisinin evrensel nitelikteki bir günlük bayramına tahammül edemez, onun coşkusunu anlamaz, kabullenmezse, bir arada olma arzusunu yasaklamaya, yönetmeye çalışırsa orada toplumsal anlamda uzlaşmadan söz edemeyeceğimiz gibi demokrasi kavramı da içi boşalmış sıradan bir söyleme dönüşür. 1 Mayıs bu ülkede her zaman yasaklı oldu, kabullenilemedi, işçinin kendisine dair bayramı olmasına …
"Meydanlara anlamı veren kalabalıkların yarattığı gelenektir!" okumaya devam et
Uzay Gökerman 