Siyasette bazen coşku anlarında ilginç kavramlar kullanılabiliyor. Onlardan birini de Yalçın Küçük ortaya atmış ve 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını "yarı yarıya-devrim" olarak yorumlamış. Deniz Hakan: Yalçın Hocam, bir hafta oldu, seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Özetleyebilir misiniz? Yalçın Küçük: "Üçüncü Meşrutiyet" diyebilirim. Birincisi 1875-76, ikincisi 1908'dir ve şimdi 2015 yazındayız. "Yarı yarıya devrim" ya da eksik devrimdir, öyle …
Fast food “seks” mi yoksa Carpe Diem mi?
Hollywood filmlerinde "cinsellik" kadın ve erkek kahramanın, çıkmaz bir sokak, asansör, merdiven sahanlığı, sokak kapısı girişinde gerçekleştirdikleri, genellikle erkeğin (etek giymiş) kadını duvara yaslayarak iç çamaşırını yırtarcasına çıkardığı, kadının erkeğin kemerini çözmesine yardımcı olduğu, ilgili araçların hiç zorlanmadan yolunu buldukları, üç beş gidip gelmeyle bir dakika içinde "beraberce" sona ulaştıkları bir "şey" olarak sunulur. Bütün dünya seksin buna …
Kişisel bilgilerimiz kimin tarafından fişleniyor?
İleri görüşlü bir takım fütürist yazarlar geleceğin dünyasına dair geçtiğimiz ve bir önceki yüzyılda ilginç eserler yazdılar. 1984 bunun en bilineni ve popüleridir. Güçlü devlet vurgusuyla vatandaşın attığı her adım izleniyor, ne yapıyor, ne düşünüyor, hatta cinsel ilişkiye girip girmediği takip altında tutuluyordu. Çünkü devletin bilgisi haricinde bir kadınla erkeğin bir araya gelmesi, ilişki kurması …
"Kişisel bilgilerimiz kimin tarafından fişleniyor?" okumaya devam et
“Bırak hayatını bok götürsün!”
Kadın tarih boyunca hep gizli özne olmuştur. Yani ortada bir eylem vardır ancak bu kimin tarafından yapıldığı cümle içinde açık seçik olarak vurgulanmamıştır. Oysa belki de tarihsel süreçlerin içindeki bütün fiillerin en az yarısı kadınlar tarafından gerçekleştirilmiştir. Tarih sahnesinde kadına dair çok az kimlik görürüz. İsa'nın annesi Meryem. Yine adı İsa ile anılan bir diğer …
Ancak 218 yıl sonra anlaşılacak karikatür
En zoru böyle insanı dehşete düşüren saldırılar sonrasında düşüncelerinizi ortaya koymak için yazmaktır. Gerçi gündem oluşmadan bu konular kimin ilgisini çeker veya aklına gelir o da ayrıdır ya. Batı bugünkü olgunluk seviyesine gelebilmek için tam bin yıl Avrupa'yı birbirine kattı. Yetmedi 1939 ile 1945 arasındaki yıllarda bütün dünyayı savaş alanına çevirdi. Kısacası modern toplum, düşünce …
"Ancak 218 yıl sonra anlaşılacak karikatür" okumaya devam et
E-kitap okumanın modern biçimlerinden biridir, kitaba alternatif değildir.
Değerli Semih Gümüş, bu hafta RadikalKitap Eki'ndeki köşesinde karmaşık duygularla bir yazı kaleme almış. İçeriğinde yer yer umudun ve umutsuzluğun, geçmişe ait nostaljinin, geleceğe dönük karamsarlığın sıklıkla hissedildiği ancak geleneksel kural olarak yine de küçük bir kıvılcımı ihmal etmeyen bu yazıda konuşulması gereken önemli konular var. Onlardan birini seçtim bu yazının içinde; bu şekilde bir …
"E-kitap okumanın modern biçimlerinden biridir, kitaba alternatif değildir." okumaya devam et
Türkiye’de yeni “nihilizm”
"Yumurtasından çıktığı kabuğunu beğenmezmiş" diye deyim vardır. Doğrudur, belki de gelişimin motor güçlerinden, içgüdülerinden bir tanesidir bulunduğu konumu, şekli, ortamı, fikri, düşünceyi beğenmemek ve onu değiştirmek ideali. Hepimiz ergenlikte ailemizle çatışmaya girdik. Sonra büyüdük şimdi aynısını çocuklarımız bize karşı yapıyorlar. Farkını ortaya koymak bir varoluş sorunudur; özünde de geliştiricidir. Kuşkusuz bunu nasıl gerçekleştiriyor olduğunuz, hangi …
Parçalananların parçalayanların müttefiki haline gelmesi halkların trajedisidir
Saddam'ı İran Rejimine karşı batı destekledi. Bu Irak ile İran arasında kazananı belli olmayan ve sekiz sene süren anlamsız savaşa neden oldu. Saddam'ın varlığı Kürtler ve Şiiler için büyük bir tehditti. Yıllarca süren katliamlar (kimyasal silah) yaşandı. Saddam'ın idam nedeni Kürtlere uyguladığı şiddetti. Saddam'ın yargılanması ve idamı bugünkü şiddet ortamının aynı zamanda fitilini ateşleyen şey …
"Parçalananların parçalayanların müttefiki haline gelmesi halkların trajedisidir" okumaya devam et
Gerçeği kazarak “kör noktaları” bulmak
Blind Spot veya dilimizdeki karşılığı "kör nokta" olarak çevrilebiliyor. Kavram, yıllar önce okuduğumda bir daha herhangi bir kitabını okumamaya karar verdiğim Amin Maalouf'un son eseri Doğu'dan Uzakta romanında geçiyor. Kitaplar ve yazarlar konusunda büyük laf etmemek gerekiyor. Kör nokta ile ilgili, Google'da küçük bir araştırma yapmaya kalktığınızda karşınıza bir film çıkıyor önce, İngilizce aramadaysa daha çok gözün görme bozukluğuyla …
Yazarın “ilahi ateşle” yaratma telaşını anlamak
Radikal Kitap'ın son sayısında Semih Gümüş yazara yine ders vermek üzere bir yazı (*) kaleme almış. "Okuduğumuz romanları, öyküleri yalnızca hikâyesine bakarak, yani yüzeylerinde kalarak okumak, hiçbir zaman gerçekten okumanın yerine geçmez." Gerçekten okumak diye bir ayrım olduğunu bu cümlenin içinden anlıyoruz. Gerçekten okumak ile gerçekten yazmak arasında da gizli bir denge kurulmuş. Eğer fırsatını …
"Yazarın “ilahi ateşle” yaratma telaşını anlamak" okumaya devam et